Category Archives: ev işi

Hayalimdeki Site

Hayatımın en güzel günleri askeri kamplar ve tekel kampindaki günlerimdi sanırım. Tam anlamıyla ekmek ekden su gölden tatiller. O salaş ortamlarda bir şekilde 5 yıldızlı otel konforu vardı.

O yüzden bir gün oturmak istediğim sitede mutlaka:

<24 saat açık ve ücretsiz>

Kafe. Büfe. Kreş/bakıcı. Konsiyej. Sağlık kabini.

Tesisat. Tamirat. Elektrik. A/C.

Kuaför. Kargo. Temizlik. Hobi odasi.

Toplantı odası. Maç film izle, yoga dersi al, parti yap, taziye aç..

Olmalı. 70 yıl dışarı çıkmasan dışarıyı özlemezsin : D.

Reklam

Yorum bırakın

Filed under ben yazdım, ev işi, taşınmak

Anaokulu gibi Anaokulu

Küçüklüğümden beri anaokulu lafı saçma gelmiştir. Anaokulu analar için olmalı, çocuk okuluna anaokulu mu denir???

Neticede dün yeni bir fikirle uyandım. Dev bir anaokulu. Anneler için. Geldim kırk küsur yaşıma, yeni hobilere kucak açma mevsimindeyim. Ama hobiler hem masraflı hem de malzeme temini zor. Hadi temin ettin yarım yumaklar, boy boy şişler, kullanılmamış tuval ve yağlı boyalar, ıvırlar ve de zıvırlar bir koli içinde balkonun köşesini ya da bazanın altını boyluyor. Atsan atılmıyor, yazık onca para vermişsin.. versen kimse istemiyor..

40 yaş grubu insanlar için anaokulu istiyorum. Aylık belli ücret karşılığı her malzemeyi kullanabildiğin, ders alabildiğin, malzeme artınca başına dert olmayan bir mekan. İkindi kahvaltısı da verilecek.

Tığ işi masa örtüsü mü yapacaksın? Buyur.

Antep işi yapayım? ipeğin gergahın hazır buyur otur. (orta sehpa büyüklüğünde ayaklı gergefler vardır antep işi işlemek için ve gergah denir).

Efendime söyleyeyim evde iki vazon var boyamak istiyorsun, bir oda dolusu her marka her renk boya mevcut, fırçalar mırçalar temiz hazır bekliyor tak önlüğü boya gönlünce.

Çin iğnesi, Ebru, Vitray, Seramik, Batik.. ne istersen. herşey tertemiz. stres atmak için, evden çıkmak için şahane fırsat. TV bağımlısı annelere son.

İşini bitirince de eteğini silkele kalk. Al eserini evine götür.

Değme keyfime.

Hadi biri yapsın yahu.

2 Yorum

Filed under ben yazdım, ev işi, OKUL

Banyo Tadilatı Planlama Gerektirir

Kimse bana demediği için biz başıbozuk bir şekilde iş yaptık. 3 günlük iş 3 haftada bitti.

Efenim yaş ilerledi artık küvet bize eziyet hale geldi. Temizliği dert, dizini kaldırıp girmesi, girince çıkması bir dert. Zaten küvette ayakta durup duş yapıyoruz yıllardır kimse küvet doldurup keyif yapmış da değil.. Ne diye kalabalık yapsın? Sökelim!

Şimdiii… Öncelikle usta gelip mevcut küveti, lavaboyu, klozeti, bataryaları (musluk deyince bozuluyolar ) ve radyatörü sökmeli.

Bilahare fayansçı gelip yere karo ve gider döşeyecek. O arada zemin yükseleceğinden kapının altı iki santim kadar kesileceği için bir de marangoz gelip gidecek.

İşte şimdi bir inşaat sonrası temizliği lazım banyoya.

O da hallolunca duşakabin öncelikli. Onun silikonu kuruduktan sonra klozet ve lavabo yerleşecek ancak yerleşimde kapının açılma payına ve mevcut kullanıcıların boy seviyesine dikkat edilecek. Usta aynayı kendi boyuna gore monte etme eğiliminde :D

En son bataryalar ve radyatör takılıp çıkılacak. Mümkünse bir de elektrikçi mevcut prizleri ampulleri kontrol edip bağlantıları sağlarsa en güzeli.

WhatsApp Image 2018-12-04 at 12.01.49

Bizde bütün bu işler rastgele bir sıralamada oldu, şimdi kapısız bir banyomuz var. Eskiden biri tuvalete girince kapısını kapatır işini görürdü. Şimdi biri tuvalete girince geri kalan 3 kişi odasına gidip kapısını kapatıyor :)))

Şaka tabii, geçici bir kapı yaptık ama gerçekten amerikanların dediği gibi… if you fail to plan, then you plan to fail.

1 Yorum

Filed under alışveriş işleri, ev işi, tadilat, taşınmak

Ekmek Kesmedik diş olmaz, başa gelmedik iş olmaz..

Değerli okur.

Bu yazıyı sana yeni bir yılın ta en başından yazıyorum.  Mutfak eşyamı az ve öz severim.  Bir tane rende olsun ama titanyum olsun isterim.  Çünkü kem aletle kemâlet olmaz.  Pazardan alınma rendeyle kalite tutmaz.

Bu adı geçen rende fazlasıyla iyi.  Hani filmlerde kılıç denerken kılı ikiye keserler ya; Ha bu rende de rendelerin kralı azizim. Rendeler. Hiç acımaz.

Uzun lafın kısası,  Sağ el baş parmağımı ve tırnağımın bir kısmını rendeledim. Canım ne var bunda? Kazaya rıza gerekir,  akacak kan damarda durmaz.. Beni kan tutmasa iyiydi.. Hop elimi soğuk suya tuttum hemen.  Soğukta damarlar büzüşür,  kanama morarma azalır. Bu yüzden mutlaka buzlukta mavi buz jeli bulundurun,

20180103_124327475175793.jpg Hiç olmadı bir tane dolu buz kutunuz olsun. Her an herşey olabilir. Kan durur gibi olunca kağıt havlu basıp ilk yardım kutusuna gittim.  Bizim evde ilk yardım malzemelerinin durduğu kutu tam girişte durur ve güzelce hazırdır.

Içinde sargı bezi, gazlı bez,  yapışkan bant,  antiseptik, kan durdurucu,  soğutucu sprey,  makas bulunur.  Açık yaraya kesinlikle pamuk basılmaz unutmayın.  Gazlı bez ve bandaj paketleriniz açık ve kullanıma hazır olsun.  Sağ eli kesince sol elle beceremez insan.  Vakit kaybı.

20180103_124248905105786.jpg

Yalap şap paketledim parmağımı ama bakamıyorum :))

Sonra gidip ev pantolonumu çıkarttım,  eşofman geçirdim.  Dolabın bir köşesinde tek elle giyilebilecek kolay ve örtücü bir kıyafetiniz olsun. Deprem sabahın üçünde olunca donla sokağa fırlayanlar olmuştu.

Keza Ocak ayı olunca hava da soğuk ancak mont giyebilecek durumda değilim.  Üzerime de pelerin panço arası bir şeyim var onu aldım. Arabanın anahtarı hep aynı yerdedir,  Telefon hep şarjlıdır, cüzdanım çantamdadır ve en sevdiğim ayakkabılarım da çarık gibi giyilen skechers’larımdır.

Yani olaydan üç dakika sonra kapıdaydım ve acile gidebildim.

Kendinize acil durum senaryoları hazırlayın.  Denemeler yapın.  Yangında ilk kurtarılacaklarınızı belirleyin.  Tamam ben herkesten biraz daha paranoyak olabilirim ama hazırlıklı olmak işime yaradı.  Kafası kesik tavuk gibi panik içinde oraya buraya koşuşturup değerli vaktimi kaybetmek istemem.

Elim iyi.  Geçecek.  Önce tedbir,  Sonra tevekkül.

Yorum bırakın

Filed under aile, ev işi, güvenli hayat, saglik, severim paylasirim

Yaptığın banaysa, öğrendiğin kendine.

Allah cümleninkini bağışlasın, iki çocuğum var. Biri kiz biri erkek. Sanırım yuruyebildiklerinden beri işe koşuyorum. 

Sofra kurma, kaldirma, kahve yapma, makineleri bosaltma, camasir asma, katlanmis camasiri yerlestirme, havlu katlama, corap çiftleme, evi supurme, yatak yapma, toz alma cocuklarin isi.

Mutfakta da yardim ettiriyorum; kendi bıçakları (bambu ve plastik. El kesmiyor), kaydirmaz tahtalari, cesitli malzemeleri var.

Büyür de Mısır’a sultan olursa yuz tane hizmetcisi olursa rahat eder oh ne âlâ; olmazsa küçükten öğrenmiş (“eli kırılmış” derler) kendi işini yapmayı bilen insan zaten rahat eder.

Kendi eliyle yerlestirdigi icin “anneeee bilmemneyim nerde?” demiyorlar ki bu da bonus :)

Ayrica “iyi yapilmis bir isi takdir etme” duygusu gelisiyor.

Ve herseyden onemlisi, “bil de yapma” nedir onu ogreniyorlar. 

1 Yorum

Filed under aile, çocuk, ev işi

Bulasik makinesi icin pratik bir fikir

Kendime ikinci bir kasik-catal sepeti aldim. 

Bulasiklari makineye hazirlarken sepeti de dolduruyorum evyenin kucuk gozunde. 

Ilk sepet yikamaya girince ikinciyi koyup doldurmaya başlıyorum.  Ilki makineden cikip icindekiler yerlesene kadar doluyor zaten. 

Iki bulasik makinesi lazim aslinda. Burdan cikar, kullan, oburune diz. Arada dolaba kaldırma safhasini elimine etmek….

2 Yorum

Filed under ev işi, icatlar, severim paylasirim, tertip

çok kısa özetler

  • Her ne kadar kredi kartlarını ödeyip ödeyip yok etsem de.. (kartsız hayat deneyimleyeceğim) Club Finans Exclusive isimli kartın 3 ayda bir, bir adet kitabı ücretiz olarak yollamasını çok takdir ettim. DR ortak sitesinden seçip sipariş veriyorsunuz kapınıza geliyor. Aferin FinansbankIMG_20160428_32380Hangi kitabı seçtim? Bilin bakalım….
  • Finansbank demişken Enpara.com üyesi oldum. Avantajlı. Öneririm. Eft havale ücreti yok, ayda bir defa rastgele atm’den para çekmek de ücretsiz. Normalde kendi atm’si değilse bankalar komisyon alır para çekerken.
  • Bu aralar halılar kalkmaya başladı. Yollukları yıkamaya verdim kaldı bir tek salondaki halilar. onlar da gidince yazlıklar serilecek. Yazın kullandığım ürün altı kaydırmazlı Prizma marka kilimsi şeyler. Goblen desenlerini seviyorum.IMG_20160428_31584 Banyoda ve antrede sürekli kullanırım zaten,bu sene yatak odamda da kullandım kışın. Halı sermedim.  Şimdiye kadar Selimpaşa gece pazarı’ndan birer tane satın alırdım her yaz, pek de takım olmuyor haliyle. bu sene internet sitelerinden alayım dedim. Nisan sonuna kadar 20 lira indirim mindirim de var, e havale indirimi de geçerli… kekâ. Öyle güzel ambalajlanmış geldi ki, şaştım. İlk defa hafif tüylü olanından da aldım, o da pek şık. Koridorlara ondan alacağım seneye. IMG_20160428_33182
  • Dünyada hem Oskar hem Emmy hem grammy hem de Tony ödüllerini alabilmiş 10 kişiden biri olan Whoopi Goldberg bizim gibi disleksi. 3 Mayıs’ta canlı yayında kendisine kattıklarını anlatacak. Disleksiklere sözcü olmasına bayıldım. İzlemek isterseniz rezervasyon: Buradan
  • İlk profesyonel sabuın kalıbım geldi.IMG_20160428_34571 Çok heyecanlıyım. Amazon’da ne kadar sabun kitabı varsa indirdim, katı şampuan tariflerini okuyorum. Bu hafta atolyede konu şampuan. bakalım…
  • Hadi bay

 

Yorum bırakın

Filed under alışveriş işleri, disleksi, ev işi, severim paylasirim

Enminnerji.. En minik enerji… Pil! Dünya Gününüz Kutlu Olsun..

Depremle yaşamayı öğrenmenin bir anlamı da her an hazırlıklı olmak. “Dünyanın 40.000 türlü hali var” deriz ya, işte her birini kurgulayıp planlayan biri olarak, herkesin kendi kaskı ve el feneri olmasını sağladım. Ara ara deprem simülasyonu yapıyoruz. tatbikat da olmuyor tam. Bunun Türkçesi neydi?

Yılda bir defa da, evdeki yangın söndürücü ve el fenerlerinin durumlarını kontrol ediyorum.

Bu gece The Earth Day/Dünya günü olması nedeniyle pil gecesiydi. Evdeki bil-umum pilli cihazların pilleri tazelendi, mevcut pillerin bulunduğu kutudaki bütün piller tarandı, yeterli miktar pili (akımı?? nesi o? voltu mu? fiziğim berbat) kalmamış piller geri dönüşüme ayrıldı. Elde kalanlar tekrar tertiplenip artı kutuplar yukarı gelecek şekilde istiflendi, AAA pil eksiği not alındı ve bu iş de hitama erdi :)

Bu işlerle ilgili 8 poz fotoğraf çektim. Cep telefonunun kamerasıyla. Bilgisayara attım. 25.4 MP büyüklüğünde.. Sonra sevgili programım PIXresizer ile tümünün boyutunu küçülttüm.

506 KB’a indi..

:)

Bir adet öncesi sonrası fotosu:

20160422_212813 20160422_212813

Gördüğünüz gibi bir tanesi akmış. lazer kılıcı olarak oğluma gitti el feneri. sıtar vars var bu aralar.

20160422_212012

(Bitik pil)

pil ölçen şey ta eskiden TCHİBO’dan alınma. kendisi de pilli :)) bunun göstergeli olanları var ki esas o başarılı. ondan da var ama bulamadım resim çekmek lazım. 20160422_212024

yarı dolu pil. her an yolda bırakır bu. 20160422_212422 20160422_212438

Şarjlı piller. olmadı gitti beceremedim şu şarj işini :(((
20160422_212638

Yepyeni pili takınca şavkıyan el fenerimin ışığında pil kutumuz

 

4 Yorum

Filed under aile, alışveriş işleri, çevre, ev işi, güvenli hayat, severim paylasirim

Ipekag Sabun Instagram

Cok karisigim sozluk. Ay aman blog.
Kafamda deli sorular olma hali.
Kirkimdan sonra asik oldum. Hep “yapmak istedigim isi” yapmak isterdim. Hic sevmedigim bir isi yapiyorum. Yapmak istedigim isi ancak buldum. Sabun. Sabun yapmayi seviyorum. Cok seviyorum. Hayatimin kalanini sabun yapip satarak gecirmek istiyorum.
Henuz ne bir logom, ne fontum, kurumsal renklerim, ne bir internet sitem.. aa dur adim bile yok.
Hersey havada.. fakat öğrendiğim bir şey var : “getting ready to get ready” insana ket vurur. O yüzden “istimi arkadan gelsin” diyorum. Ben hazırım.
Ben yapiyorum. Satiyorum. Süreç instagtamda belgesel gibi ilerliyor.
Bugün nisanin başı. Dogumgunume az kaldı. Bu yil ben de sabunlarimla doguyorum.

image

Bu uğurda fedakarliklar yapiyor, aletler edevatlar, fikirler aliyorum. Arastirmalar denemeler yapiyorum.
Ambalajdan etikete calisiyorum, uretiyorum. Blenderin dugmesine basinca, yagin icinden yukselen sabunu görünce heyecan duyuyorum.
Her kullandigimda mutlu oluyorum. Sabun konusup sabun anlatmaktan bikmiyorum.
Sabunun kitabini bile yaziyorum!
1990’dan beri butce idare eden, ticaret yapan biri olarak benim iyi oldugum konular var. Ugrasip bellemem gerekmiyor işletmeyi. Ama… cabalayan arkadaslari görüyorum instagramda. Onerim su:

Bir girisimciye destek olun. Cevrenizde birseyler üretip utana sıkıla satmaya çalışan kisinin bir ay da olsa takipcisi olun, size lazim olmasa bile; ilk ürünlerinden satın alın. Öven yorumlar yazın. Bizim icin dünyalara bedel o her bir beğeni, her bir ❤. 

Kiran kirana pazarlik etmeyin. O bir lira indirim sizin kârınız degil, bizim zararimiz oluyor. Kimsenin verdigi fiyat yüksek değil. Aldigini ürüne cevirip fiyat koyan sanatkâr/zanaatkâr ile pazarlik ayıptır. Paran yoksa almazsın. Hele dh ölücüsü hiç olmayın.

O ilk satis cok onemli. Neden esnaflar siftah parasini cerceveler asar bilmezsiniz. Biraz duyulunca isler rayına oturur, duzenli müşteriler olur, o kadın harçlığını çıkarmaya baslar ve inanin insanin içi ısınır. Ama iste o ilk gunler bekledigi, umdugu destek gelmeyince solgunlasiyor hesaplar.

Bir ureticiye el verin. Destek sizden gayret bizden. Hem hayatta hem Instagramda kadin girisimcilere bol sans:  ✔

1 Yorum

Filed under alışveriş işleri, el işi, ev işi, instagram, sabun

Sabunu çok seviyorum -@ipekagtolye nasıl çıktı?

Lush benim hayatıma güzel kokan sabunları, Zeynep ise saf sabunu soktu. Partick Rothfuss’un üçlemeyi bitirmesini beklerken okutuğu Sessiz Şeylerin Müziği (The Slow Regard of Silent Things) beni baştan çıkaran vuruşu yaptı sanırım.

Sabun imal etmeye başladım. Erit Dök denilen Gliserin bazından yapılan kolay süs sabunları ile başladım. ED sabunlar gerçekten basit. Eritiyorsun ve kalıba döküyorsun. 15 dakikada donuyor. Sen sağ ben selamet.

Sonra bunun renklendirilmesini, kokulandırılmasını, neden bazen yağlı yağlı durduğunu, üzerinin nemlendiğini ve bundan nasıl kaçınabileceğimi öğrendim. Renk renk şekil şekil yap dur. Eğlencenin doruğu!

Aile efradına, konu komşuya, nazımın geçtiği arkadaşlara dağıttım.. Bu arada sürekli malzeme satın aldım. ED bazlar bir yana, bir sürü kalıplar, modeller, renkler, kokular. Ambalaj materyalleri.

Saklama kaplarım, çırpıcılarım, kaşıklarım yavaaş yavaş bulaştı bu işe. Hepsini sabuna ayırdım. Meyhaneye gerek olan mescide haram diyerek mutfaktan kaçırdım :) En son mikrodalgaya el koydum. Google’da silikon kalıp olarak ne aramalar yaptım.. Taa Amerika’dan kalıp getirttiğim oldu. Hayatımın ilk Aliexpress alışverişini de bu vesile ile yaptım.

Yavaş yavaş boş odaya kendime atölye kurdum. Geç saatlere kadar sabun döküp, sabun söktüm. Ortasında kalp olan modelin fikri gece üçte geldi. Uykumdan kalkıp yaptım..

Ve işe yarar birşeyler yapmaya yeni başladım diyebilirim.

Sonra zeytinyağlı saf sabun imal etmeye başladım. Kimyasallardan uzak bir hayat yaşamaya çalışıyorum, NoPoo ile başladık, ev temizliği ürünlerimi üretmekle devam ettik ve buralara kadar geldik. Market sabunlarında sabun dışında herşey olduğunu gördükçe

100’er gram. Basit. En basit teknikle. Kostik kullanarak. Tartım için hassas tartı var zaten bir de eve aldım. Formüle uyarsan onun tutmaması imkansız zaten. Çok güzel saf sabunlar yapıyorum. Evde kendim kullanıyorum, arkadaşlara veriyorum. Çok güzel çok zevkli. Market sabununa dur demenin zevkini yaşıyorum. Gerçek sabun kullanıyorum!

Sabunlaşma aşaması 6 hafta sürdüğünden, ortalama her hafta bir lot kastil sabunu yani saf sabun yapıyorum. Rafine zeytinyağı, bazen palm/badem/hindistancevizi yağı kullanarak varyasyonlara gidiyorum. Çok keyif alıyorum. Dünyanın en güzel sabununu yapıyorum. Evde kullanıyorum, hediye ediyorum, zaman zaman paketleyip yolluyorum bile.

İnternetten bir şeyler öğrenebilmek çok güzel. Bir el sanatı/ev sanatı öğrenmek dünyanın her yerinden en uzman en yetenekli insanlara ulaşmak mümkün. Saatlerce video izledim. Kurs eve geliyor ve bu harika bir şey.

İnsanın kendi kendini yetiştirebilmesi çok güzel olduğu gibi, egosunu aşıp “kimselere göstermeyeyim bi tek ben bileyim” demeden, bilgisini paylaşması da harika bir şey. adamlar saatlerce video çekip, düzenleyip internete yüklüyorlar. Populer olmak için değil. Bilgiyi paylaşmak için.

Kimse bilmesin, püf noktasını vermeyeyim ki bir tek ben yapayım demiyor. Öğrenci de bilgisizce kendisini tehlikeye atmıyor. Yarım iş yok. Adam gibi yapmak istiyorsan eğitimini alabiliyorsun. Bunu çok kıskanıyorum çünkü üç kuruşluk poğaçasının tarifini vermeyen, (yapamasınlar diye, ne yaptıysak onunki kadar güzel olmuyor dedirtmek için) eksik malzeme ile tarif veren manyak kadınlar biliyorum.

Beri yandan, sormaya ar eden daha da aptal insanlar var. Bizim geleneksel “kervan yolda düzelir” atasözüne uyarak “YaAllah” deyip dalan, “ben ettim oldu” diyenler var. Açıp iki satır okumayan, biraz sorup sorgulamayan kendini geliştiremeyenlere iyice tilt oluyorum. Ne kadar yazık!

İnstagramda satış yapan insanlar sorular yöneltiyor ve cevap verdiğimde şaşırıyorlar. Normalde birbirlerini rakip görüyor, hemen engeli basıyorlarmış. Bunu anlamak mümkün değil.

Kısa sürede uzman oldum diyemem ama ben de bildiklerimi paylaşmaya başlıyorum. Belki birine bir hayrım dokunur. ;)

Pek yakında İpekagtolye Sabun Atolyesi yazıları ve videoları ile karşınızdayım.

İnstagramda bugünden sonra yeni sayfama beklerim.

 

5 Yorum

Filed under aile, araştırdım, çevre, çocuk, ev işi, instagram, internet, sabun, saglik, severim paylasirim