Oğlum disleksik. Benden daha disleksik. Solaklık gibi. Bir hastalık değil, değişiklik. Klavyeniz birden Q yerine F klavye olmuş gibi. Siz yazıyorsunuz alıştığınız gibi, ekranda KABAK yerine PTLBY çıkıyor????? Öyle düşünün.
Senin benim gibi okuyamıyor. Harfleri kelimelere çevirmek onlar için zor ya da imkansız. Onun dışında gayet iyi bir öğrenci. Parlak bir zekası var. Eline kitap verene kadar. Cümleyi okurken öyle uğraşıyor ki, anlamını ikinci plana atıyor. Üçüncü kelimeye geçtiğinde ilk kelime çoktan yitmiş oluyor.. Ağzından çıkanı kulağı duymamak bir tür.. (b) ile (d) karışıyor mesela.
-bayısı.
+ nesi?
– bayısı anne?!
+ bayısı ne oğlum? Dayısı’dır o.
– olur. Dayısı ile dadası..
+ babası
– öf
O yüzden okul başarısı yazılılarda çok düşük. Konuya hakim, soruyorsun şakıyor. Ama bunu soruyu anlayıp da yazıya geçirecek kadar zamanı yok. :(((
Bunun eğitimle, çözümü var, kendi sınıf arkadaşları seviyesine gelebilecek. Hemen her mahallede bulunan özel eğitim merkezlerinden haftada bir saat yararlanması lazım. Ayrıca bu durumu onun lehine çevirmek için okulun da sunacağı bazı imkanlar var. Bütün bunlar için bir adet kurul raporu lazım. Normalde iki üç günde çıkabilir. Rahat rahat. Bende? Çıkmaz oğlu çıkmaz.
Rapor için gidiş gelişlerim bitmedi. KBB mesela. 9 Eylül müydü ne randevu aldım, İşitsel İşlemleme Bozukluğu olup olmadığının tespiti için iki çeşit test lazımmış. -2. katta odyoloji’ye gönderildim. Odyoloji elime bir kağıt tutuşturdu.
-Ne bu?
+ Aralık ayının son haftası arayacaksınız bu numarayı..
-Eee?
+ Randevu vereceğiz. Sonraki altı ay içine randevunuz verilecek, o zaman gelir yaptırtırsınız testi.
Bacı benim işim acele.. Bekleyemem. Rapor lazım.. Anan yahşi, baban yahşi.. Yoh.
Yallah ilk doktora. “Hocam böyleyken böyle, randevu alabilmek için bir randevu aldım. Aman özelde bir yerde yaptıralım?”
Doktor bey sağolsun bir yer önerdi. Oradan randevu alacağım da gideceğim hele..
Rapor için KBB’ye tekrar yönlendirildim aynı hafta içinde. Verilen randevu Ekim’in yarısından sonraya. İyi. Gittik. Sıra geldi girdik..
– Hocam rapor için geldik ama çocuk bir öksürmekte, geniz akıntısı mı var bir bakarsanız… demeye kalmadı.
+ rapor hastasına bakmıyoruz.
oh süper. bakmadı valla yüzüne bile. Ne b.kuma getirttiniz yanımda madem bunu? Okulundan kaldığına yazık.
– işte durum bu.. sizden rapor alınacak, psikiyatri verdi, derse başlatacağız vb vb..
+ tamam ben yazarım raporu, çarşambaya sekreterlikten alırsınız.
eyvallah..
Çarşamba aradım valla da hazırmış. Araya tatil girdi, bugün gittim aldım. Doktorun rapor diye yazdığı da iki-üç satır ha. Neyi bir hafta sürdü bilmiyorum.. Neysee uzatma kızım al raporu kaç aydır peşindesin.. Hoppa. Oracıkta sevindim. Hemen ilgili milli eğitim birimi olan RAM var, ona gideceğim, işi bitireceğim hazır gün erkenken…
Sekreter uyardı “raporu kurula götüreceksiniz onlar onaylayacak”
Allah Allah.
Ona da peki.. İndim kurul odasına. İki resim bir nüfus cüzdanı fotokopisi. Tamam buyrun.
Hop bi kaat daha tutuşturuldu.
– 24 Kasım’da geleceksiniz Kurul görecek.
+ NEY?
Bildiğiniz delirdim. Bir şekilde kuruldan sorumlu baş hekim yardımcısını buldum. Derdimi döktüm, bakın dedim bu hafta disleksi farkındalık haftası. Böyle böyle dedim. Hazirandan beri bir rapor peşindeyim dedim.
Kadıncağız telefon etti, “hasta yakını gönderiyorum ilgilenin” . Yaşa doktor hanım. Koş İpekag..
Kurul odasından çıkan bir kişi beni ve raporu içeri aldı.
tarihi öne çekti sağolsun.
bir hafta öne.
FUUUUU.
Benim moral indi. Ağlaya ağlaya hastanenin kapısını bulup çıktım. Hırsımdan ağlıyorum. Bu nedir arkadaş?
On dakikalık bir iş. Hadi doktor başına on dakikadan yirmi dakika. Çocukta disleksi var mı? Var. Ver raporu şu eğitimi başlat, kalan git gel işini yine yaparız. Yapmazsak yaz hesaba öderiz ne tuttuysa cezası.
Kasımın sonu be.
İnsaf.
yarın gidip özel eğitim merkeziyle konuşacağım. “teşhisi var, rapor yolda, derse başlatın”. Halden anlayıp kabul ederlerse mâl memnuniye.. İndirim mindirim yaparlarsa ne ala, yapmazlarsa canı sağolsun vereceğim parasını ders ücretinin. Bu sefaleti niye çekiyoruz bilmiyorum hala. Mantığım kabul etmiyo..
Bir pürüz çıkmazsa bu ay rapor tamam.İnşallah.
Aziz Nesin’in de ruhu şad olsun.
Not: Hayır adam saatleri, günleri ayları sıralamayı anlamıyor, bu hafta hem de ingilizceden saatlerle ilgili yazılı olacaklar. Bu durumda öğretmenin oğlumun kağıdında dijital saat olması gerektiğini; kadranlı, akrepli yelkovanlı saati çözemeyeceğini anlaması lazım…
Çocuk kendisini yetersiz görmeye başladı, “ben ingilizce bilmiyorum” diyor. El insaf merhamet.
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...