Category Archives: ben yazdım

Un getir Keloğlan! Urva getir Keloğlan!!

Anası bi gün ekmek açmaya oturmuş. Ama hamurun kıvamını bir türlü tutturamamış. Bazen olur ya..

Eli hamur, kalkıp alamamış..Seslenmiş: “Un getir, Keloğlan!”

Keloğlan seyirtmiş gelmiş anasına un getirmiş kilerden. Tekneye yallah edip dökmüş unu. Hadii, taş gibi olmuş. Ölçüsüz iş tutmanın cezası işte..

-Urva getir Keloğlan!

(burada bir ek yapayım. Urva da hamurun tahtaya yapişmaması için serpilen un anlamina gelirmiş ama bana bu masalı anlatanlar bunun “su” anlamina geldiğini soylediler ki, mantık da onu gerektiriyor.. bu durumda bu kelime belki de Kırba olabilir)

Foşşş su dökmüş Keloğlan tekneye.. Hamur olmuş çamur..

-Un getir Keloğlan!!

diye uzamış gitmiş.. Bazen insanın böyle “basiretinin bağlandığı” işinin bir türlü rast gitmediği zamanlar olabilir. Hele hele bir şeyleri keserken… Biraz sağdan alırsın, sol dengesiz gibi gözükür. Soldan bir makas atarsın, anaa çok kısalır bu defa. Sağa bir daha girersin.. Olmaz..

Bunu da öylesine yazdım işte… çocukluğumdan bir masal size..

Yorum bırakın

Filed under çocuk, ben yazdım, severim paylasirim

Hayatıma bir yatırım yaptım. Allen Carr ile sigarayı bıraktım

Aşağı yukarı yirmi yıl önce sigara denilen uyuşturucu zehrine bulaştım. Bulaştırıldım demek daha doğru. Benim bir suçum yok.

Ve kızımın hatırı için, ona verdiğim bir söz var:  sigarayı bırakacağım. Sigarayı seviyorum, türlü çeşitli zararları var biliyorum, cildim berbat oldu, köhür köhür öksürüyorum, hatta (af buyrun) balgam çıkarıyorum… Bunlara rağmen günde on on iki tane içmekteyim. Artık bir oturuşta tek sigara kesmiyor, iki sigara zincirliyorum…Niye bırakayım onu bir türlü anlamıyorum. Sigara içmeyi seviyorum..Ama söz verdim bir kere..

Nasıl bırakılıyor? Eşim beş yıl önce irade gücüyle bıraktı. Hala “bir tane yakayım mı?” esprisini yapıyor. Canı hala istiyor belki de.. Tam emin değilim. Ama yakmayacağını biliyorum.

Ve şefim, değerli arkadaşım Feride de Allen Carr yöntemiyle bıraktı. Bundan altı ay önce buluştuğumuzda beni şaşırttı doğrusu. “Hadi canım” dedim. Nasıl olur da bırakırdı… Biz var ya, deli gibi, hem de keyifle içerdik sigaraları.

Bırakmış. Mutlu hem de.. Hani diyorlar ya: sigarayı bırakmazsın, o seni bırakır.. Sigara bırakmak diye bir şey yoktur. Hepsi, iki sigara arasındaki zamandır sadece…  Bir sonrakini yakamayacağını bilerek acı içinde yaşarsın…

Cık. I-ıh.. Kız gayet mutlu. Acaip imrendim. Ben de bırakacağım.. Bırakırsam da en iyi şekli ile bırakacağım. Allen Carr’ı incelemeye başladım.. Saadet zinciri gibi bir şey mi yoksa ciddi mi??

Şu beni tavlayan cümlelerden biri oldu:

“Eğer vücudunuzda bir düğme olsaydı,

bu düğmeye basınca ertesi sabah hayatınızda hiç sigara içmemiş gibi uyansaydınız,

bu düğmeye basar mıydınız?”

Basarım. Evet basarım. Sigarayı seviyorum ama sigarayı hayatımda istemiyorum…

Geçen ay telefon ettim Allen Carr Türkiye‘ye;  randevumu aldım. Süper ilgili Filiz hanım bana yerimi ayırdı. Ok? Ok.. Bu iş tamamdır.

Neler oldu… Yazmam. Gidin bırakın.

Sonuç: O gün bu gündür sigarayı sevmiyorum, mutlu bir içmeyenim. Üstelik, tam da söyledikleri gibi, hayat devam ediyor ve daha ilk günden başıma bir ton “tam da sigara yakılmayı gerektirecek” stresli şey geldi. Adamın biri arabama güm diye çarptı mesela… Ellerim zangır zangır titredi.. Konuştuk anlaştık bindik arabalara devam ettik. Ve ne oldu bilin? Farkına vardım ki, sigara aramadım o anda.

Sigarayı bıraktım. Bırakmak istiyorsanız, iki yolu var. Ya irade ile, işkence çekerek… Ya da Allen Carr ile, tamamen ve mutlu bir şekilde..

Baktınız olmuyor, destek seansları var. Üstelik garantili, …

Daha ne duruyorsunuz bilmem. Bu bir “masraf” değil “yatırım”

Canınızı kurtarın.

4 Yorum

Filed under ben yazdım, saglik

07/05/1997



Bizler kalabalığın içine karışıp kaybolamayan; aksine bir renkle, bir takıyla, bir bakışla “şıp” diye ayırdedilebilenleriz. Birbirimizi de hemen tanırız birçok insanın arasında, ama yine de selamlaşmayız. Ya bir üstünlük duygusudur bizi farklılaştıran ya da doğuştan farklılığın sürekli dışlanmaya mahkum edildiği toplumların ittiği bir yılgınlıktır tanısak da anlamamazlıktan gelmeyi sağlayan.

Biliriz oysa anlamlarını ifadelerin, kendimiz yazmışçasına okuruz imla hatalı alınyazılarımızı birbirimizin. Koskoca kalabalık, kımıl kımıl hareket eden bir bakteri kültürü irisidir veya bir karınca sürüsü. Ne onlara katılabilir, ne de varlıklarına katlanabiliriz. Yollarımız baştan ayrıdır. İnatla bildiğimizi okur ve karşılaştığımızda kendimiz gibi olanlarla, sadece bakışırız. Bir ölçmedir bu, topluma olan uzaklığını ve kendine olan yakınlığını (ya da tam tersini) anında bir endikatör hassasiyetiyle ölçer, yanılma payı düşük notunu hemen veririz. Karşılıklı ölçme-değerlendirmenin sonu asla değişmez. Başlar iten ve istenmeyen sürüye çevrilir ve göz teması -selamsız- kesilir…

 

Yorum bırakın

Filed under ben yazdım

İpek Gezdi Geldi….

Kısa kısa yazayım sonra eklerim..

* on gunde dort otel gezdim, güya hepsinde wireless var, hic birinin odalarinda cekmiyor. bir zahmet lobiye inip isini orada gormen bekleniyor ki bu da sacma bence. vayrlıs hizmeti boyle birsey degil kardesim…

* tekirdag’da ali usta’da kofte yedik. masalar, o koca alttabaklar (yemekteyiz moda etti bunlari bi de adı var ama simdi hatirlayamadim…) janjanli. tuvalette bebekler icin alt acma yeri mevcut. mutfak temiz. kofte ise orta halli. yeterince hizli cevirmediklerinden kiyilari yanmis olarak geldi. kemalpasa tatlisina tahin mi koymuslar nedir cok acaip bir tadi vardi. iki yildiz bile vermem. bir daha gitmem umarim tekirdaga. en meshur koftecisi buysa kalani nedir kimbilir….
* ezine’ye gittim. peynir alacagim; bir tane peynir satan dukkan yok?!? butun kasabayi gezdim. bunlar peyniri ya evde yapiyorlar ya da marketten hazir peynir aliyorlar sanirim diyordum ki ogrendim… istanbul cikisina dogru otoyol uzerindeymis satis yerleri. kasabada bosuna gezmeyin. biz opetten aldik peyniri..ilginc.. ama guzel peynir orasi kesin.

4 Yorum

Filed under ben yazdım, gezen güzel olur, saçmasapanlıklar

2010-2011 Eğitim Yılı Okul Tatilleri/İstanbul’a özel resmi tatil takvimi


Evet biliyorum daha 2010 okul tatili baslamadi ama simdiden bilgiyi aldim paylasayim dedim: 

bu seneki resmi tatiller listesini huzurlariniza getiriyorum:

  • Zafer Bayramı : 30/08/2010 Pazartesi
  • Ramazan Bayramı : 09/09/2010 Perşembe
  • 2010-2011 Öğretim Yılının başlaması : 13/09/2010 Pazartesi (1. sinif ogrencileri icin uyum haftasi) 
  • 2010-2011 Öğretim Yılının başlaması : 20/09/2010 Pazartesi (Tüm ilköğretim ogrencileri icin) 
  • İstanbul’un kurtuluşu : 06/10/2010 Çarşamba
  • Cumhuriyet Bayramı : 29/10/2010 Cuma
  • Atatürk’ü anma günü : 10/11/2010 Çarşamba
  • Öğretmenler günü : 24/11/2010 Çarşamba
  • Kurban bayramı : 16/11/2010 Salı
  • Yılbaşı tatili : 01/01/2011 Cumartesi
  • 1. Dönem sonu : 28/01/2011 Cuma
  • Yariyil tatili : 28/01-11/02/2011
  • 2. Yariyil baslangici : 14/02/2011 Pazartesi
  • Çanakkale şehitlerini anma günü : 18/03/2011 Cuma
  • 23 Nisan ulusal egemenlik ve cocuk bayrami : 23/04/2011 Cumartesi
  • 19 Mayis Atatürk’ü anma,gençlik ve spor bayrami : 19/09/2011 Perşembe
  • İstanbul’un fethinin 558. yildonumu : 29/05/2011 Pazar
  • Öğretim yili sonu : 17/06/2011 Cuma

 

1 Yorum

Filed under araştırdım, ben yazdım, OKUL, severim paylasirim

Acil durum her an surpriz yapabiliyor!

Acil durum planiniz olsun. Hem de en kotu felaket senaryolarını düşünerek, paranoyakça hazırlayın planı..
* Evde mutlaka nakit para bulundurun.
* Bir adet ışıldağı koridora monte edin. Pillerini/şarjını her ay kontrol edin.
* Mümkünse, gaz/karbonmonoksit/duman dedektorleri alın. Yangın söndürücü koyun bir kenara.
* Cep telefonunun sarjinin bitmemesine dikkat edin, azalinca mumkun olur olmaz sarj edin. gerekli gereksiz oyun oynayarak,internete girerek sarjinizi bitirmeyin. Depremde ilk elektrikler gidiyor, şarjınız yoksa kendinizi şimdiden öldünüz bilin.
Arabanizda arac sarji bulundurmak iyi bir fikir.
* El fenerleriniz olsun. Pillerini de yakınına koyun. bir saniyede takabilirsiniz ama bitmis pillerle ve olmus bir fenerle karsilasmazsiniz en azindan. Daha iyisi: manyetolu el feneri alın. Beş lira bile değil.
* Cocuklariniza acil durumda arayacaklari telefonu, en azindan sizi arayabilmelerini ogretin. Adreslerini telefonlarini bilsinler.
(Ne olur ne olmaz.. Doğar doğmaz gümüş bir künye takın, (altın olmaz, biri değerli bir şey diye çocuğun canını yakabilir) Ön tarafinda adi, arka tarafinda cep telefonu numaraniz olsun)
* Boyu yetişiyorsa -siz soylediginizde- ocagi kapatmayı, kombiyi kapatmayi, fisi prizden cekmeyi, anahtari kullanarak kapiyi iceriden ve disaridan acabilmeyi ogretin.
* Ev ve araba anahtarlariniz hep ayni yere koyun. Elli tane pantolon cebi yirmi tane cekmece arayacak zamaniniz olmayacak! Kapip cikabilmelisiniz…
* Kıyafetiniz musait olmayabilir, ev hali, ayakkabilikta hep uzunca bir ceket, mont bulunsun, sirtiniza atar cikarsiniz.
En yakin hastaneye nasil gidildigini bilin.
* Buzlukta her daim buzunuz olsun. Her tur dusmede hemen buz uygulayin,sismeyi de kanamayi da durdurur.. Paranız yetiyorsa mavi jellerden alıp buzlukta bulundurun.
* Arada bir tatbikat yapmanın faydasını görürsünüz.
* Zaman zaman bir fakire sadaka vermeyi ihmal etmeyin!
Allah’a emanet olalım..

2 Yorum

Filed under ben yazdım, ev işi, güvenli hayat, severim paylasirim

Musteriye hizmet etmeyen musteri hizmetlerine ölüüüm

Cesitli firmalar usulen web sitesi kuruyorlar, bir de kucak dolusu para dokuyorlardir Allah bilir.

animasyonlar,muzikler gayetle janjanli.
sonra da oooyle birakiyorlar.. kafalari basmiyor sanirim.
mesela musteri hizmetleri/bize ulasin/iletisim vb gibi bir linkleri var.
aciyorsunuz formu ozene bezene yaziyorsunuz sorunuzu/ sorununuzu.
“gonder”e basiyorsunuz.
cicili bicili kibar ve fix bir yazi : “ilginize tesekkur ederiz en kisa surede cevaplanacaktir”
bekle ki cevaplasinlar…
: (((((((
mesela en son yazdiklarimdan biri Singer..
hiç oralı olmadılar..
En güzeli Facebook sitelerine girip sormak. Firmalar sanal sosyal alemi biraz daha ciddiye alıyor sanki…..

Yorum bırakın

Filed under ben yazdım, saçmasapanlıklar, şikayetlerim

e-kitap kurdu olmak icin e-reader ne eder?

e-kitaplar var artik.

bildigimiz kitabin tadini, kokusunu hatta agirligini veremeyecek, e-okuyucu denen entipuften araclara yuklenen elektronik kitaplar.
cok burun kivirdigim bir sey. adamakilli bir kutuphanenin guzelligini yasayan bilir.
neyse, cesitli e-kitap okuyuculari uretiliyor, yarin bir gun birilerinin elinde gorurseniz sasmayin. sony-amazon-benq bu ise girismisler, baska firmalar da var.
Allah biliyor ya, Arcelik Beko filan da yapar birer tane, san seref icin koyar bir koseye…
e-reader’lerde fiyatlar 500-1000 TL arasi ki fahis otesi fahis bir rakam.
dahasi henuz Turkce karakterleri desteklemedigini ogrendim. Desteklese ne olacak? kac tane kitap okuru var ki..
google’in yalancisiyim: 2009’da en cok satan yerli kitap listesinde birinci sirada ASK adli kitap var ve yaklasik 400,000 satmis.
20. sirada Hamdi Koc var, inanin adini ilk duyuyorum.. belki kitaplarinin adini duymusumdur.
16,000 satmis.
40. olsa listede herhalde 25 adet filan satmis diyecegiz…
baska da bir sey yok. e-kitap okuru kac adet olacak ? cok merak ediyorum. ama e-reader ureticileri merak etmiyorlar belli ki ellerinde daha saglam istatistik var.
Turkce destegine gerek gosterecek bir rakam degil herhalde…;)
*-*-*-
bir yıl sonra edit: Kindle aldım : )

1 Yorum

Filed under alışveriş işleri, ben yazdım, kitaplar, saçmasapanlıklar, severim paylasirim

Muhim olan islevi diyesim var

dunyanin en hizli araclarindan biri Porsche’dir. 

itirazi olan???
 
adamlara bir mail gonderdim ve iki soru sordum. hatta sormustum. uzun zaman oldu, aklimdan cikip gitmis. gecen hafta “okundu bilgisi” geldi.
Your message
 
  To:      Porsche Info (Dogus Otomotiv)
  Subject: İki soru
  Sent:    Sun, 18 Mar 2007 16:47:30 +0200
 
was read on Fri, 22 Jan 2010 09:37:43 +0200
 

her alanda hizli degil demek ki porsche. eger maillerinizi iki yildan daha kisa surede okuyorsaniz;kendinizi “sanal alemde porsche’den de hizliyimdir” diye ovebilisiniz. ben sahsen porsche’a tur bindiririm o kesin.cevap kac yilda gelir onu merak ediyorum simdik…

Yorum bırakın

Filed under ben yazdım, saçmasapanlıklar

Google Chrome cagrisimi:

chrome’u ilk ciktigi gunden beri kullaniyorum cok verimli bir tarayici oldugunu dusunuyorum..
de adi bana Kimmeryali Conan’i cagristiriyor..
Krom!
: )))))))))))))))

Yorum bırakın

Filed under ben yazdım