Komşunun eşeği kuyruksuz kulaksız sıpa doğurur.
Bu deyimin hikayesi de şu şekildedir:
Adamın biri, hepimiz gibi, her gün çeşitli dertlerle tasalarla uğraşırmış. İşi gündüz bitmez, gece yatar yatmaz da uyku tutana kadar “öyle mi olsa, böyle mi olsa?” diye kurar dururmuş.
Nasıl olduysa bir gün de işler rast gitmiş.. Adamın o gece hiiç kaygısı yokmuş, “oh!” demiş,vurmuş kafayı yatmış.
Gece yarısı kapı çalınmış. Komşunun oğlu haberi vermiş “eşeğimiz kuyruksuz, kulaksız sıpa doğurdu amca!”
Adamı almış mı bir kaygı :
“Şimdi bu sıpa büyür, günün birinde dere kıyısına pikniğe gittiğimizde buna da bizim oğlan biner, dere kıyısında bu sıpanın ayağı kayarsa cuppadanak suya düşer. E kuyruğu yok ki kuyruğundan çekelim, kulağı yok ki kulağından tutalım; sıpa dereye kapılır gider, ne kendini görürüz ne de yükünü buluruz bir daha!”
İşte kurban olduğum Allah kimseye kaygısız bir gece uykusu nasip etmez. Aptal kişi vara yoğa, her boka kaygılanır, akilli kisi az kaygılanır.
Ama gelecek hiç birimize malûm olmadığından, her birimiz az çok kaygılanırız.
Bak bilmiyordum bu deyimi :) Kalemine sağlık İpekcim :)
BeğenBeğen
beğendiğine çok sevindim A
BeğenBeğen