Un getir Keloğlan! Urva getir Keloğlan!!

Anası bi gün ekmek açmaya oturmuş. Ama hamurun kıvamını bir türlü tutturamamış. Bazen olur ya..

Eli hamur, kalkıp alamamış..Seslenmiş: “Un getir, Keloğlan!”

Keloğlan seyirtmiş gelmiş anasına un getirmiş kilerden. Tekneye yallah edip dökmüş unu. Hadii, taş gibi olmuş. Ölçüsüz iş tutmanın cezası işte..

-Urva getir Keloğlan!

(burada bir ek yapayım. Urva da hamurun tahtaya yapişmaması için serpilen un anlamina gelirmiş ama bana bu masalı anlatanlar bunun “su” anlamina geldiğini soylediler ki, mantık da onu gerektiriyor.. bu durumda bu kelime belki de Kırba olabilir)

Foşşş su dökmüş Keloğlan tekneye.. Hamur olmuş çamur..

-Un getir Keloğlan!!

diye uzamış gitmiş.. Bazen insanın böyle “basiretinin bağlandığı” işinin bir türlü rast gitmediği zamanlar olabilir. Hele hele bir şeyleri keserken… Biraz sağdan alırsın, sol dengesiz gibi gözükür. Soldan bir makas atarsın, anaa çok kısalır bu defa. Sağa bir daha girersin.. Olmaz..

Bunu da öylesine yazdım işte… çocukluğumdan bir masal size..

Reklam

Yorum bırakın

Filed under çocuk, ben yazdım, severim paylasirim

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s