Category Archives: gezen güzel olur

IKEA’da bir gün, o da bugün..

IKEA, evet evimizin herşeyi…

Tatil günü şurdan şuraya gitmemek lazım, biliyorum ama kızlara söz verdik bi kere.

Zaten alınacak şeyler de var, ver elini Ümraniye. Kısa notlar:

* BUYAKA tıkkklım tıklım kalabalık. Meydan ne yapacak acaba??? yazik ya, bu kadar dipdibe avm mi olur?

* bagaj kurcalayıcısı  bir tane, kuyruk TEM’de başlıyor… Adam bıkmış bezmiş aç bagaj, açılmazsa açtırt bagaj, bak içeri kapa bagaj… aslında bagaja birini saklayıp “BÖH!” yapmak lazım… :D

* bagaj kontrolunden nefret ediyorum

* otopark o biçim dolu.. akıllı avrat olarak oto yikamaya verdim arabayı. gez gel, işin bitince ara,  araban önüne gelsin vallahi verdiğin paraya değer bence. gerci piyasadan yüzde elli fark aliyorlar ama, iyi iş cikarmislar.

tertemiz araba, geri getirildi, göz kamaştırmakta.. lakin getirici adamin ter kokusu nasıl sinmiş iki dakkada şurdan şuraya inanamadım. neyse, bir mayis işçi bayramı,  bişey demedik. (evet Betül,pis burjuvayım hala)

* hala lazanya yok… neden NEDENNNNN :( (((((((((((((((((((((

* üçlü bir sehpa gelmiş, metal-ahşap-metal bişey, tam reddot, fekat eve alınacak şey değil. beğenerek bakıp geçtik.

* hindi şiş çıkmış. gayet dukanperver bir yiyecek. yanına nefis bir bulgur pilavı koymuşlar, aslanım İKEA, Türk yemeklerine geçmiş. lakin hindi çok kuru, köfte sosu koydurmasaydim çekilmiyordu. bi de şişlerin uclari pilavin altinda kalmış, tabağa çekebilmek için elimi kirlettim. Sivri uçlar tabağın ortasına, küt uçlaar kenara, OK?

* sallama çay kalkmış, sanayi tipi gayet rezil bir demleme çay makinesi kazanı konmuş. bana ne ben cay icmem ama.. oyle yani.

* yazlık balkon mobilya türevleri şahane, teras avlu ne varsa, almak lazım..

* iki çocukla gidince almam gerekenin yarisini alamadim, almamam gereken bi ton şey aldı(rıldı)m.

Yedinci yaşını kutlar, nice yedili yaşlar dilerim İKEA’mız.

1 Yorum

Filed under alışveriş işleri, araba, gezen güzel olur, icatlar, iştahlı işler, severim paylasirim

Pro Nail maceram. Manikür Pedikürün en üst noktası

Neçe zaman sonra kendi bilgisayarımın başına çöktüm. Resimleri elden geçiriyorum, aslında gözden geçiriyorum… Çoook uzun zaman önce yazmayı planladığım bir sürü şey buldum. Aslında, bunu yazmışım gibime geliyor ama.. Neyse bir daha yazalım.

Gecen yıl, bir indirim fırsatı sitesinden Pro Nail manikür promosyonu satın aldım.

Pek maniküre pediküre gitmem. Hepatit B ve AIDS dahil ödüm kopar. O yüzden ne kuaförde, ne de öyle harcıalem sokak arası manikürcülere ASLA gitmem. Mazallah. Korkulu rüya görmektense uyanık yatmayı tercih ederim.

Pronail’de otoklav var. Bu da ameliyathane hijyeni demek. Tam aradığım şey…

Uzun zamandır uğraşa uğraşa, kendi kendime şahane manikür pedikür yapabiliyorum artık. Bayağı bir manikür setim var. Tırnaklarımı kısa severim, oje moje de kırk yılda bir… Çocukların tırnakları da benden soruluyor.. İyidir… Pronaili denemek istiyordum, kupon işi de olunca, sevdim.

İşte bir heves, aldık kuponu, randevu da aldık. Kızımla kalktık gittik. Bağdat caddesinde bir zemin katta mekan. Acaip temiz ve lüks gözüküyor. Bildiğimiz kuaför manikürcüsü değil, belli. İçime sindi açıkçası…

İşte sonuçlar:

Işıklı jakuzili pedikür küveti….

Kızıma da gökkuşağı oje uygulaması yapıldı. Hamfendi acaip memnun kaldı…

Ve Son Hali… Şahane…

Eşimin dikine kırılan ve bir türlü düzelmeyen tırnağına da (sağda) akrilik uygulaması yapıldı. Bir ay sonra tırnak pürüzsüz bir şekilde uzadı ve sorun ortadan kalktı. Çok iyi bir icat!! Tırnak yiyenler icin kesin çözüm…

Herkese tavsiye ederim.

http://www.pronail.com.tr/

Unutmadan:  Bir de mango-hindistan cevizi iceren el losyonu aldım. Nefis kokuyor, hemen emiliyor ve çok iyi nemlendiriyor. O da tavsiyemdir. Başka çeşitleri de var, zevkinize göre artık..

Alışveriş için : http://www.kozmetikpro.com/

İnanılmaz renklerdeki ojeler hakkında siteden aldığım bilgi:

Cnd oje ler şu an dünyada satılan en sağlıklı ojedir. Oje yapımında yoğun olarak kullanılan şu 3 bileşeni içermezler.DBP (Dibutil Flatat): Yapıştırıcılar ve matbaa mürekkeplerinde kullanılan kanserojen katkı maddesi,
TOLUEN: Solunduğunda sinir sistemini olumsuz etkileyen depresyona yol açtığı kanıtlanmış bir kimyasal,

FORMALDEHİT: Nefes darlığı riski yaratan bir kimyasal,Aldığınız oje de bu kimyasalların kullanılmıyor olmasına özellikle dikkat ediniz. CND oje leri kesinlikle bu veya bunlar gibi sağlığa zararlı hiçbir katkı maddesi içermemektedir. Hamile bayanların kullanımına uygundur.

Sağlıklı oje yi kaliteli sonuçla birleştiren CND oje ler;
– Tek katta kapatıcı özelliğe sahiptir. 2 dakika içerisinde kurur.
– 4-5 gün boyunca ilk andaki parlaklıklarını korurlar.Renkler ve efektler ile sınırsız çeşit oluşturabilirsiniz.Renk üzerine uygulayacağınız her efekt rengin etkisini daha çarpıcı hale getirir.

Maksimum performans için oje altı (BASE COAT) ve oje üstü (TOP COAT) ürünleri ile birlikte kullanım süresini daha da uzatmanız mümkündür.
Farklı ihtiyaçlara göre geliştirilmiş oje altı ve oje üstü ürünleri ile ojeniz daha uzun ömürlü, tırnaklarınız, kusursuz ve daha bakımlı olur.

1 Yorum

Filed under araştırdım, bakımlı hatun, gezen güzel olur, kozmetik, severim paylasirim

Istanbul’da Sonbahar

image

Yorum bırakın

Filed under gezen güzel olur, severim paylasirim

Avşa’da düzgün bir otel

Beyaz Saray.

İki katlı, Esen hanımın yönetiminde gayet birinci sınıf işletilen, tavsiye edeceğim bir otel.

Fiyat :makul.

Manzara, mükemmel..

Ortam: kafa dinlemelik. Hamaklar, yetmişlerden kalma çoook şahane nostaljik bahçe aydınlatmaları..

 

 

 

 

 

 

Servis: Pörfekt. Çay desen çay, kahve desen kahve. Şak hızıyla eriştiriliyor. (Pis nargile de var. Zıkkım içiniz. )

Mutfak, müstesna.. Şahane. Sırf yemekleri için tekrar gideceğim. Denizi güzel dedi girenler, ben sevmem, girmedim. Odalar temiz, tuvaletler bakımlı. Çarşaf havlu her gün değişiyor, vıdıvıdı etmiyorlar. (çok kelek otel işletmecileri var ukalalık edip: “siz evinizde her gün çarşaf mı değişiyorsunuz?” diye sorma cüretinde bulunan. itinayla ağız payı verilen :)

Odada buzdolabı yok mesela. şaştık.

Ama iri, hasır birer çöp kutusu koymuşlar ki, işte o çok kullanışlı..

Her bir odayi özel renklerde dekore etmişler. Dekorasyon renklerini aydınlatmalara sıçratmasalar iyiymiş aslında.  Odanız mosmor bir avize veya pespembe bir aydinlatma ile haşa huzurdan uzakdoğu bişeysi görünümlü olsun ister misiniz bilmem?

Arabayla gitmeyi sevenlere, Avşa’ya ulaşım bir felaket. 2,5 saat süren, tuvaletleri perişan, kantini zayıf bir feribot var. Hiç tavsiye etmem. (etmezsen etme, yüzerek mi gidelim?) Allah’tan üst kata çocuk parkı kurmuşlar da bir miktar kafa dinledi millet.

Otelimiz adadaki limanı merkez sayarsak, adanın ta öbür ucunda kalıyor. Günde iki defa merkeze servisleri var. İsterseniz adada taksi de var.

3 Yorum

Filed under gezen güzel olur, iştahlı işler, severim paylasirim

Da Vinci’nin vinci… Harikalar sergisindeydim…

Gerzek soğuk espriler gibi bir başlık oldu ama cuk oturdu birader. M1 Meydan A Ve Me, Ümraniye’deki açık hava sergisine gittim.

“Zamanın ötesinden icatlar”. Harbi ama.

Gittiyseniz bilirsiniz, geniş kocaman tam bir meydan vardir orada. Ki orasi da benim için sadece “İKEA’nın arkasındaki yer” dir. Yılda bir kere bile gitmem. Sırf bunun için kalkıp gittim, hem de annem ve kızımla.

Heyecanlandım bile. Valla! Hakkında epeyce şey okumuşluğumuz var, en son da “Da Vinci Şifresi” hafızamızda yer etmiş. Kitabın sadesini okumuş, yetinmemiş posterli, adı geçen tüm eserlerin renkli resimlerinin olduğu kuşe kağıda büyük boy basılan özel nüshasından da edinmişim. (her ikisini de sattım sonra. ?) Filmine de bitmişim.. Güzeldi. Her neyse..

Sergiyi önce E-Beş’teki üst geçitlerin üzerlerindeki bannerlerde fark ettim. Kesin karşıda Koç müzesinde filandır, elimize mi geçer dedim ki, yanılmışım. Sergi seyyar!

M1 getirtmiş sergiyi, ücretsiz gezdiriyorlar.. Yani Antep, Adana ve Konya da görecek bunları!!

  • 16 Eylül-26 Eylül M1 Meydan Ümraniye AVM
  • 30 Eylül-10 Ekim M1 Meydan Merter AVM
  • 14 Ekim-24 Ekim M1 Merkez Gaziantep AVM
  • 28 Ekim-09 Kasım M1 Merkez Adana AVM
  • 11 Kasım-21 Kasım M1 Merkez Konya AVM
  • 25 Kasım-05 Aralık M1 Merkez Kartal AVM

Az beklesem ayağıma kadar gelecekti ama ilk gününden ustaya hürmet edelim dedik, kalktık gittik oralara ailecenek.  Malum, kültür- sanat ve sirk dendi mi sanal alemde en hevesli isim olarak akla geldiğimden, vazife belledim ve bu ilk gününde sergiyi dünya gözüyle gördük.

Otoparktan yukarı tırmandık, orta yerde o tank’la karşılaştım. Nasıl etkilendiğimi anlatamam. Bir tavaf, sonra sol yukaridan başladık gezmeye..

Sergi biraz eski biraz da yorgun. Çizimlerin, resimlerin tıpkıbasımları solmuş ve yıpranmış. Ahşaptan üretilen cihazlar ise eni konu eskimiş. Dişliler birbirini tutmuyor, zincir sıcaktan mıdır gevşemiş, sarkmakta.. İşlevselliğini yitirmişler. Bir marangoz çağırıp azıcık derletip toplatmaları lazım. Bazı kolların yağlanması faydalı olur. Bir de açıklama sehpaları dikmişler her birinin önüne. Her bir icat ya da çizimin üç dilde açıklaması var. Türkçe- İngilizce ve İtalyanca..

Beni sinirlendireni de şu: Catapult dediğiniz şeyin Türkçesi var Metrocular. Mancınık. Derhal düzeltile…

Ha bunlar elleyebildiklerimiz. Bir çoğunun başına adam dikmişler, “yassah hemşerim” yapıyor. Bir kısmı zaten camekan içinde ya da kordonla çevrelenmiş. Yahut da tavandan asılmış, nasıl bir kanat sistemi tasarlamış adam abi, görmek lazım.

Şimdiki teknolojiye ulaşamadığından gözü açık gitmiştir kesin, ki toprağı bol olsun..

En çok o sekizgen aynalı odayı sevdim. Her eve lazım..  Bir çok şeyin önünde “aaa, ooooo” yaptıktan sonra, bitti.. Güzeldi. Hele o Vinç!! Bildiğin kule vinç işte. Bakarak yapamam, mübarek adam kafadan çizmiş koymuş…

Gidin, görün.. Pişman olmazsınız.

Gidemem göremem diyenlere şurayı önerir, feysten beğeneyim derseniz buradan buyrun der, selam ederim.

4 Yorum

Filed under gezen güzel olur, icatlar, kültür, severim paylasirim

Salacak Filizler

Filizler kofte’nin Tuzla’ daki orijinal mekanına en az oniki yıldır sık sık gideriz. Benzeri vardır ama eşi yoktur. Guzel sahili izleriz, deniz havası alırız. Tuzla çok dinlendirici gelir bize. Havasından midir bilmem..
Salacak’ taki yeni yerlerini duyduk ama yol düşmeden atlayıp gidecek kadar sikemperver degiliz. Kaldi ki alt tarafı köfte yani. Dememek, denemek lazimmis.
Mukemmel manzarada iyi yemek ve hızlı servis. En güzeli yıllardır umduğum bir uygulama… Vale bir uzaktan kumanda veriyor. Masadan kalkarken basıyorsunuz düğmeye, arabanızi kapıya çekiyorlar…
:D


Gerci niye vakeye bahsis verilir anlamiyorum.. Vale oldugu icin tercih ediyorum mekani. Mekan müşterisine otopark sağlamak durumunda.. Bir de valelerin işi bir türlü anlamamaları… Muhtelif valeli mekanlarda başıma gelenler:
Şikayet bir: yanaşır yanaşmaz kapıma yapışma! Inmeye hazır olmamı bekle. Müsait degilim kardeş… Kemerimi çözeyim, telefonu alayım, çantamı bulayım, belki saçıma başıma bir çeki düzen verceğim? Rujumu tazeleyeceğim….
şikayet iki: benim kapıdan sonra arka kapıyı niye açıyorsun? Oğlum kemeri çözdüğü gibi fırladı dışarı. Ben zor inmişim zaten, bir de arka kapı ardına kadar açık, önümü kesiyor.. Allahtan babasi arkadaki
arabadan indi de kaptı veledi.. Gerizekalı vale.
Sikayet uc:
Valenin işi aracın kapısını açıp sırıtarak beklemek değildir. Bahşişi kaçırmayalım diye sol kapıya yapışıp kalıyor herif. Gel sağ kapıyı aç, hanım binene kadar tut. Sonra yavaşça kapat ve aracın güvenlik içersinde mekândan çıkışına yardımcı ol. Manevra yaptır, trafiği kolla, gerekirse yol aç da mutlu mutlu gidelim..
Bahşişi istiyorsan anahtarı şoföre teslim ederken al. Aracı çalışır halde bırakmalarına sinir oluyorum.
Her neyse gene laf lafi açtı.konu daha fazla
dağılmadan; Filizler süper yer yapmışlar. Gidiniz.
Tuvaletler on numara, çocuk oyun alanı ve mescit var. Manzara zaten şahane ama iyi değerlendirmişler. Puset ya da tekerlekli sandalye için platform göremedim. Bebek için alt açma yeri de dikkatimi çekmedi, var mi bilmem… Ama her gün geç saatlere kadar kahvaltı veren bu restoran benim favorim oldu.

2 Yorum

Filed under ben yazdım, gezen güzel olur, iştahlı işler, severim paylasirim

Carrefour Kozyatağı’ndaki yeni sirk: Su Sirki… (2011)

Sirk işlerinden sorumlu müdür müyüm neyim, daha ilk gecesinden sirke damladım. Sirk İtalyan Milli sirkiymiş. Adı da Darix Togni.

Herhalde 10 kere sirke gitmişimdir, hiç bu kadar gülüp eğlendiğim olmadı. Bu seferkini ciddi olarak tavsiye ediyorum. Sirkin meydanı mı derler, orta ringini plastik kaplamışlar, gösteri başlar başlamaz su dolduruyorlar ve havuz oluşuyor.

Açılış gösterisi havuz üzerindeki bir platformda bale. Hayatımda bir kere baleye gittim, TV’de filan da az biraz izlemişimdir, biraz cahilim o konuda. Bu kadar yakından bir balerin görmek çok güzeldi.

İlk defa kız palyaço gördüm hem. Hangi birini anlatsam? Bengal kaplanları vardı, ıyyy yılanlar vardı. Ciddi yılan yaa.

Akrobatlar da süperdi. Çocuklar bayıldı. Palyaço şovlarına gülmekten karnım ağrıdı…. :D

o çinli akrobat kızlar neydi Allah’ım? iki kat oldular resmen.. şekilden şekile girdiler. Nefes kesici. O tangalı dansçılar, mini etekli yer göstericiler, halata tırmanan gösterici kızlar bütün erkeklerin aklını aldı yani..

Beri yandan, tümü kardeşim olsun, adonis kılıklı erkek akrobatlar, gladyatörler filan da erkek güzeliydiler, ne diyeyim. Hem güzel hem yetenekli insanlar, sirkçiler.

Gösteri tam anlamıyla göze hitap ediyor. Beğenmemek mümkün değil.  Aslan yavrusuyla değil bunlarla fotoğraf çektirtseler paraya para demezler.. Ben şahsen o yanar döner pullu pelerinle (yanlış anlaşılma olmasın pelerinliyle değil..) bir fotoğrafım olsun isterdim…

Denizaltı sahnesine de ben bayıldım niyeyse.. Sualtı duygusu uyandırdılar, denizanası, hattaaaa SüngerBob!! ben olsam Türkçe şarkısını çalardım o ayrı..

Bu sıcakta su gösterisi gerçekten iyi geldi. Görmüşsünüzdür, Vegasta, Capitolde var, fıskiyelerle müziğin uyumu. Üstüne de lazer sıktılar süper oldu.

Cücesi, palyaçosu, cambazı ile dört başı mamur bir sirk gösterisi izledim. verdiğimiz para helal-i hoş olsun, ellerine kollarına saglık.

Kaçırmayın mutlaka gidin..

Not: resimlerin tamamı kendi sitelerinden: www.susirki.com

kendi resimlerimi daha eklemedim.

Not 2 : Su sirkine giden ıslanır arkadaş, gak guk etmeyin sonradan.  Sis makineleri de astımınızı tetikleyebilir, hatta haldır huldur yerlerde sürüklenen malzemelerin kaldırdığı toz ve saman da konjonktivit sebebi olabilir. gözünüze dikkat edin..

Not 3: Gişe 10’da açılıyor, gösteri 21:30’da başlıyor. bazı günler matine de var sanırım iyi bakmadım. Şuradan kendiniz bakın.. Biletler Loca 40, ortalar 30 arkalar 20 lira. çocuklara cüzi bir indirim yapıyorlar. Ayrıca carrefour’daki mağazalardan 50 liralık alışveriş içeren fiş-fatura karşılığı ücretsiz 1 bilet alabilirsiniz. Dün 7 Agustos biletleri dağıtılıyordu mesela..

Alışveriş 100 lira olunca iki bilet vermiyorlar, fişleri böldürün derim ben.

gişede kredi kartı geçmiyor.

Sakatlar derneği üyelerine sanırım, ücretsiz. Refakatçilerine de indirimli.

4 Eylül’e kadar sirk Kozyatağında.

Önceki sirk yazılarım için bkz: 2010 Medrano ve 2010 Kludsky

kendi fotolarim:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6 Yorum

Filed under çocuk, ben yazdım, gezen güzel olur, severim paylasirim

Assos yolunda mutlaka uğranması gereken yer…. Leb-i Derya restoran

daha evvel iki kere gittim, Assos’ta hala bir numara yok.

Fakaaat::::

Yol üzerinde çok acıktığımızdan hasbelkader durduğumuz ve aşık olup çıktığımız restoranı da 5* vererek anlatmak, en azından tavsiye etmek istedim. Salaş görünümlü amma tam aile yeri, zaten aile işletmesi… tuvalet tertemiz, çocuklarımıza gösterdikleri hürmeti anlatamam. Tatlı dil o kadar olur. İyi insanlar iyi yemekler.. Çok güzel kahve…

Assosa dogru giderken, Assosa 20 km kala filan diye tarif edeyim.. Solda..

Web sitesi : http://www.assoslebiderya.tk/

 

 

 

Birbirinden leziz balıkları Leb-i Derya ayrıcalığı ile deniz manzarası eşliğinde tadabilirsiniz. Plajımızda denize girerken cafe kısmında içeceklerinizi yudumlayabilirsiniz. Sizleri Assos sahil yolu üzerindeki yerimize bekliyoruz.

Firma Sahibi : Cihat BAŞARAN

Adres : Assos Sahil Yolu Sazlı Altı Küçükkuyu / Ayvacık
Telefon : 0286 764 00 68
Gsm : 0546 267 95 59

5 Yorum

Filed under gezen güzel olur, iştahlı işler, severim paylasirim

Başıma bir iş geldi :( -DermMatch günlüğü-

Bir kadini kadin yapan üc sey varsa biri saçıdır. Benim de gayet gür, kalın telli, az dalgalı saclarım vardır ki, kolay sekillendiremesem de pek severim. Her boyda bana yakışır, orijinal sarışınımdır, fön çektirince pırıl pırıl parlar. O kadar severim ki hiç boyatmadım. Hayatım boyunca da boyatmayacagim. Beyaz saçlı kadın olmayı planlıyorum.

Geçen sene maruz kaldığım bir tedavinin yan etkisi olarak, (Mirena) kafamın tam tepesinde avuç içi kadar bir bölgede ciddi saç kaybım var.

Çok mutsuzum. Özellikle asansorde, tam tepeden ışık vurunca kafa derim parlıyor. O kadar fena bir sey ki anlatamam. Ne yapsan gizlenecek gibi degil, mecburen renk renk, cesit cesit sac bantlari aldim. Hani arkasi lastikli olanlardan..

resmen yari tesetturlu bir hale girdim ; sürekli mantıcı kadınlar gibi boneli boneli gezdim. Hani tedaviden çıktım ya, bekliyorum ki saçlarım da yeniden çıksın.

Çıkmadı.

Ben de epeydir incelediğim bir şeyi satın aldım. DermMatch. Bir tür fondoten gibi, pudra tarzi bir şey. Çok iri bir göz farı diyeyim. Aplikatörleri de parmak kadar süngerli çubuklar. Kutudan 4 aplikatör bir de aplikatör boyu uzatmak icin lastik bir borucuk cikti. Arkalara ulasabilmek icin.

Satis sitesinden Tulay hanimin anlattigi kadariyla aplikatörü ıslatıp dermmatch’e bandırıyoruz. kuru sac derisine sürerek boyama yapıyoruz.

yaptım

oldu!

Yastığa çıkmıyor, terleyince de akmıyor (selpakla silince birazı selpağa çıktı, çok mu surdum acaba?)

Bir şey sürdüğüm de belli olmuyor, çok begendim….

Elim alıştıkça çok daha iyi kullanacağima eminim daha bir günlük teyzeleri… :)

Darısı başınıza :D

5 Yorum

Filed under alışveriş işleri, gezen güzel olur, icatlar, saglik, severim paylasirim

Shopping Fest hakkında

Bir vitrin duzenleme yarışması var, belki biliyorsunuzdur..

İstanbul Shopping Festival kapsamında ilk kez gerçekleştirilen ana teması “İstanbul” olan, İstanbul’un markalarla ve alışveriş festivaliyle etkileşimini sağlayacak markalar tarafından yapılacak tasarımlarla sergilenecektir. İstanbul’un farklı yönleri ve özellikleri, her gün önünden geçen binlerce insanın dikkatini ve ilgisini çekecek biçimde tasarlanacak vitrinler aracılığıyla vurgulanacaktır. Tüm vitrinlerde Sinpaş’ın ürünlerinin satışı, tanıtımı ve pazarlanmasına yönelik enstrümanlar kullanılacaktır. İstanbul Shopping Fest (İSF) kapsamında İstanbul’da belirlenen lokasyonlara yerleştirilen vitrinlerin tasarımları ve bu tasarımları gerçekleştiren tasarımcıların ödüllendirilmesi amaçlanmaktadır


Bu benim kisisel gorusum elbette ve sadece fotograflarini gordum bu 23 vitrinin. Bir tek Bagdat caddesinde Magnum’un canli reklam vitrinini gormuslugum var, o da listede degil.. Kutuda gercek bir manken var, oturup magnum yiyor, tv izliyor.. gece gunduz.. ilgi cekiyor o kesin…

Baktım baktim en çok Lacoste hoşuma gitti. Mesaji gayet bariz. Gül gibi vitrin tasarimi. Ama konseptin disinda. O yuzden kafadan sildim.

Batik: bahar, İstanbul, tamam.  Damla su’nun reklamlarında kullanilan cicekli cimenli etek olmamis.

Boyner’in 2. vitrini. çok güzel. yaratıcı, temalara uygun, üstelik sıradışı. kalıpları kırmış.

Dagi’nin mesaji ne acaba? Pijamami giydim bekle beni İstanbul? İstanbul kimseyi beklemez, seni mi bekleyecek? .. sacma olmuş

Desa.. simitci arabasi ve siluet. güzel. tablovari.. bilemiyorum.. ortalarda..

Bazilari iyice civitmis. Ya da tam anlamamis da, bos kagit vermeyelim diye biraz gayret gostermis. , Koton, Efes Pilsen, Kanal D, Hotiç,Ramsey, Kiğılı..

Bir kısmı da normal vitrinini almış, buraya taşımış sanki… : Adidas,  Stefanel, Waikiki, YKM, Maximum kart…

Teknosa, Divarese, Damat ilginc. Odul alabilirler.

Atladiğim var mi? Yok herhalde. Yorumladim, oyum gizli, ama sonuclar aciklaninca paylasacagim..

;=)

3 Yorum

Filed under alışveriş işleri, ben yazdım, gezen güzel olur, severim paylasirim