Category Archives: ev işi

İlk Arı Tuzağımız

Niyeyse banyoda iki yabani ari cikti. ikisini de öldürdüm adilerin, ama bunların geldiği yerde genellikle dahası da vardır. Arı tuzağı şart oldu.

image
Sütaş ayran’ in boş şişesini usturuplu bir oranda ikiye kestim. Üst kısım alttan daha kisa olacak.
Alt kısma bal döktüm azicik, gerci bira daha iyi olur diyorlar ama hem baldan eminim, hem de bizde bira bulunmaz..

image

Ust parcanin agiz kısmına ince bir plastik parcasi monte ettim. Bu arada, dikkatinizi yapışkan bantın ucunu kaybetmemek icin kullandigim klipse de celp ederim.
Parcanin üzerinde artı şeklinde bir faça atıp, ic köşelerini dışa büktüm azicik. Tuzağa düşenin geri çıkmasını hiç istemiyorum….

image

image

image

En son, iki parcayi birbirlerine zımbaladım.
En guzel arı tuzağı silindirik şişelerle yapilir. Bkz. kola şişeleri..

Elveda arı eziyeti!

Not: arıları sirke kokusu kaçırır. Arısız balkon ve bahçe kahvaltısı isterseniz, bir fincan sirke koyun sofraya.
Ama sirke kokusu beni de kaçırır, hiç sevmem. En güzeli tuzak…

 

Not 2 : işi ilerlettim: Arı Tuzağı 2

7 Yorum

Filed under araştırdım, ev işi, icatlar, severim paylasirim

Icat yaptim, tertip ettim..

image

Bu, mutfak dolaplarinin bazalarini, ayaga tutturan edevat. Cift tarafli bantla fayansa yapistirildi…

image

Bu da, ayak altindan kalkmis temizlik malzemesi. Viledayi da ascaktim da, malzeme bitti.

Yorum bırakın

Filed under ev işi, icatlar, severim paylasirim

Kokmuş Komşuya gel….

bahcede iki kadin konusuyor. Biri başıyla beni gösterdi, berikine sordu:
+”kim bu?”
ben “bu” olarak, duvara bakiyorum, uzerime almiyorum.
beriki izah etti.
– “şuraya yeni taşınan”
+ “haa,senin eski ev sahibin var ya, tam bir temizlik delisydi, ne kadar komsu varsa hosgeldine gidelim demisler, kadin eve almamis, ben gittim beni de eve almadi. kocasi pazara gider gelirmis, adam eve gelince koridorda soyar,banyoya sokarmis adami”
* “yaa, ilginc” dedim, nefes alinca. (eski komsu madem eve kimseyi almiyor, bu ayrintiyi nerden biliyor bunlar????)
+ “biz cemaatteniz biliyor musun, her cuma kuran okuyoruz muhakkak gel, vaaz var 40 dakika, sonra çalıyoruz oynuyoruz…..”
Size deee, cemaatinize deee, davetinize deeeeeeee…. daha ayak üstü, bambaska bir kadinin giybetini ettin be rezil!
Benim evime de gelme, ben de almam seni. Kimbilir kimlere neyimi anlatirsin.
İstemez. Komşuymuş….

5 Yorum

Filed under ev işi, saçmasapanlıklar

Antep Usulü Tertip

Kadınlığın zirvesi, Antep kadınları bence. Çok ev gezip gördüm, kimsede bir antep evinin tertibini, özenini, bakımını görmedim. Övünmek gibi olmasın …

Bakınız…

Bu resimdekiler, kalorifer örtüleri. Görüldüğü üzere, kapitone kumaştan, kenarlarına saten şerit geçirilmiş halde. Her biri her bir peteğin ölçüsünde biçilip dikilir. Kendiniz dikemezseniz, perdecinize diktirebilirsiniz. Perdelerinizin is sorunu yüzde doksan ortadan kalkar.

Aynı şekilde kapitoneden, provalı dikilmiş raf örtüleri. Üst dolapta görülenler, örtünün altına koyulup danteli sallandırılan mutfak takımım. Raflar her daim temiz, üzerine konan bardaklar, tabaklar tozsuz. Yilda iki defa indir hepsini yıka, kurut tekrar yerine koy. Muşamba sereni, kağıt sereni anlamıyorum…

Daha buzdolabı raflarındaki örtülerden hiç bahsetmeyeyim….

Kalorifer örtülerim ilk taşındığım evden sonra kalktı ortadan, ikinci evde radyatörler farklıydı..

Şu an bu yazıyı dördüncü evden yazıyorum. Raf örtülerimin birazi hala duruyor. Bir aşka gelip en kısa sürede mutfak dolaplarimin ölçüsünü alarak, perdeciye gideceğim. Dantelli mendiller serecek değilim artık, ama raf örtüsüz olmuyor arkadaş…

 

5 Yorum

Filed under ev işi, icatlar, severim paylasirim

tembel pastası…. olmaz bu kadar

Bi tane hazır Uno Pastaban.. Paketi aç.. alt dilimi tabağa ko.

üzerine bir çay fincanı ılık Sek Salep.. ara kremasııı

üst dilimi sütle nemlendir, kapa.

tepesine yarım paket hazır puding. mumkunse kakaolu…

bittiii. üst krema soğuyunca üzerine hindistancevizi ekersen, lüks bile olur..

hic kimse de ara kremasının ne olduğunu, nasıl bu kadar lezzetli olduğunu anlayamadı …

 

aştım kendimi…

:))))

Yorum bırakın

Filed under ev işi, iştahlı işler, severim paylasirim

Acik ve yurekten tesekkur.. Vaillant

Bes sene üst uste Vaillant kombimiz icin yillik bakım anlaşması yaptık. Iki kere sorun cikti, ikisinde de verdikleri satte geldiler, çabucak tamir ettiler. Elemanları efendi cocuklar hep. Yılda bir de bakıma geldiler. Kombi bakımı önemlidir. Arıza kucuk de olsa buyuk de olsa, ucretsiz tamir hizmeti sunan bakım anlaşmasını cok yerinde bir uygulama olarak görüyorum. Verdiğiniz paraya kesinlikle değer.
Derken tasindik. Sozlesme iptali gerekti. haklı sebebimizi makul karsilayarak sözleşmenin feshini sağladılar. Memnun bir müşteri olarsk ayrıldık. Tekrar teşekkür etmek istedim.
%
Yeri gelmisken…
Eski evsahibiyle aramizda gecen gorusme:
– kombi bakim anlasmasini uzatmistik.
+ uzatmasaydiniz. madem cikacaktiniz niye uzattiniz ki?
– e ben sozlesme yapmadan once fal bakmiyorum bir sene daha oturacak miyim diye!?!
+ beni ilgilendirmez…
Onca yil ne bir kira aksattik, ne odenmemis fatura biraktik, ne aidat borcu taktik, eve gul gibi baktik. Bozulanlari, bizim sorunumuz olmamasina ragmen eskisinden iyi tamir ettirdik. Kendi bozduklarimizin yenisini aldik.
Ayip etti bize. Ona tesekkur etmiyorum. Hayatında ilk defa kiracı gördüğü icin, dunyada ne bicim insanlar oldugunu bilmiyor.. Umarim ogrenir… Haksızlığa hiç gelemem, iyi valla..

Yorum bırakın

Filed under ev işi, severim paylasirim

Akillica tasinma – i

Eskiler der ki: “üç taşınma bir yangına bedeldir”.

O zamanlar nakliye at arabalarıyla, yollar desen asfaltın a’ si yok, çakır çukur.. hele ki züccaciye az bulunur ve pahalı… Üçüncü tasinmada ev eşyası yandı bitti kul oldu say..

üstelik tasinma stres değeri herzaman yüksek. masrafi ayri,   hazırlanması ayri, yerleşmesi ayri, çocukların tam da kudurmak için uygun ortamı bulması ayri dert.

Girişten de anlaşıldığı üzere, tasindim ve bu konuda tecrübemi de yazmak istiyorum. Peşinen: Allah cümlemize gule gule, ağız tadıyla oturmayı nasip etsin.

*-*-*-*
Taşınmadan once; ehliyet kursu motor dersi hocamızın önerdiği gibi: once niyet etmek gerekir..
Ev arama bulma, satin alma/kiralama, yeni evin tadilatı, tezyinatı, boyası, perdesi  vb kısımlarını baska bir yazıya rezerve edip, bugun sadece toparlanma işine ayırıyorum bu yazıyı.

image

Madde biiir: temiz,  saglam, yeterli sayıda ve uygun boyutta koli tedariki..
 Cevrenizde market ya da toptancı bir yer varsa, öncelikle onlar ilk soracağiniz kaynaklar. Ben kolilerimin cok büyük miktarını kolici.com‘dan edindim. (sitelerindeki pratik bilgileri de oneririm, bir goz atin) Zümrütevler’deki şubeden aldıklarım doğal olarak internetten aldigim ve ucretsiz olarak kapina kadar teslim edilenlerden daha ucuza geldi. Daha büyük bir arabam olsaydi super olacakti.. Neyse.
Miktar verecek olursak, yaklaşık ikiyuz adet koli kullandım. Bunların yarısı sagdan soldan ucretsiz temin ettiklerim. Bu miktarın yüzde kırkı da kitap kolisi olarak alındı. Cok kitabımız var.  Siz durumunuza bakıp sayıyı hesaplayın. Fazlasi zarar etmez.

****** En bastan;  buzdolabınızın içeriğini koyacağınız kolileri kenara ayırın. Buzdolabı en sona kalan malzeme ve en iyi koliler seçilip  kullanılınca, yiyecekleriniz için geriye yırtık pırtık iğrenç koliler kalıyor.

 Gelelim boyut meselesine. Eşyalarınız arasında bizimki gibi esas kalemi bol miktarda kitap oluşturuyorsa, 40*30*30 koliler en uygun boyut.  Kitaplar cok ağır çekiyor. Koliyi taşımak bir dert oluyor. Istifi de zor.. Kolinin temizliği ve sağlamlığı da cok önemli.  Koli içinize sinmiyorsa, eve getirmeyin.. İstiflemek için kolilerin üst ve alt kapaklarını açın, yassıltın ve mesela onar onar bantlayın. Koridora yığabilirsiniz, üzerine basar geçersiniz artık. Koli kurarken, önce altını, soldan sağa ve yukarıdan aşagı her iki yönde ücer kere bantlayın. İçi dolduktan sonra üstü ikişer kere de bantlasanız olur. Kolileri aşırı doldurmayın, üstü bombe olmasın, istiflerken tepenize yıkılır.

Madde ikiii: Ek malzemeler.
Koli ile iş bitmiyor.

Bize oniki adet koli bandı (ucuz marka tercih etmeyin, rezil oluyorsunuz),

bir adet “dikkat kirilacak esya” yazili  koli bandı (kirilacak esya kolilerini kapadiktan sonra bir boy da bundan yapistirdim),

bant makinesi (elzem gercekten),

bir top ince ambalaj şiltesi (pis gazete kağıtları her şeyinizi boyuyor ve cok da darbelere dayanıkli, mukavim bir malzeme olmadığından, hüzünlü sonuçlar çıkıyor ortaya, bu iyi bir yatırım, bir kayık tabak fiyatina mükemmel koruma),

kirmizi renkte bir koli kalemi(board marker/markör),

bir top da büyük boy streç film kullandım.

image

(ambalaj şiltesi)

Madde uuuc: koli sınıflandırmak

Kirilacak esya, cam, tabak canak icin abartili koliler yapmayin. Cam esya da ağır çekiyor, eğer koliniz cok ağır olursa taşımayıp alttan aciliyor ve şangirt…40*30*30 bu konuda da ideal.
Bardakları, fincanları tek tek sarin.

image

image

tabaklar icin şerit kesin, Bir ucuna ilk tabağı koyun, şeridin ucunu üzerine örtün, bir tabak daha.. Kat kat.

image

image

Madde dooort: önce en az ihtiyacınız olan eşyaları kolileyin
Bardaklardan degil mesela bufedekilerden baslayin.

image

Ve madde beesss:kolilerin üzerini yazin

image

Kapatır kapatmaz ve detayli olarak. “nasil olsa anlarım” diyerek kısaltma yapmayın, kalemi cimri kullanmayın. Yeni evde hangi odaya gidecek, icinde ne var, kaçıncı koli. Yerleşirken bana dua edersiniz. Borcamların ikinci kolisini hala bulamadim.. [guleni doverim]

Ek maddeler:

  • bana verilen ogutlerin aksine ben toplanirken degil yerlestirirken attim gereksizleri.
  • Strec film bir harika.

image

(ortasından oklava geçen streç film, kullanımı ekstra pratikleşiyor. tutturabileceğiniz biri yoksa, birbirine sırt çevirmiş iki sandalye arasına yerleştirin…)

Tava tencereleri sar, tangirdamadan ve tertemiz ulassin.

image

Sampuandan ketcaba, sarmala, bir damla dökülüp saçilmadan yerine erişsin.

image

Mutfak gereçlerini sar, tost makinesi, mikser her birsey sahane naklolsun.

Cekmecedeki kaşık kutusunu hop sar, götür yeni çekmeceye her bir cay kasigi yerli yerinde olarak koy.

Hattaaaa, yatakları sar! Hijyenik bir şekilde gelsin yerini bulsun. En şahane fikrim buydu taşınma sırasında.

image
  • bunu da ek yapayım: gömlekleri ve önemli kıyafetleri elbise torbasına geçirdim. noolur noolmaz.
image
Son bir not: efendim, herşeyi hallediyormuş nakliyeciler, herşeyi topluyorlarmış, yeni eve yerleştiriyorlarmış, hiç bir şeye elini vurmuyormuşsun, niye zahmet çekmişim?? Bennn-assslaaa-nakliyeciye-toplatmam.
a) İki kamyon esya cikti evimden. Şaka değil.. Gerçekten iki adet kamyon taşıdı. Ben günlerce edebiyle topladim, kutuladım… nakliyeci dediğin hokkabaz mı bu kadar eşyayı bir saatte toplasın?? imkansız. Beş gün sürer o zaman taşınmak…
b) O kadar eşyayı bi de adamların topladığını, her bir şeyciklerimi elden/gözden geçirdiklerini (kötüye çekmeyi sevenlere not: değil kitaplarımı, çay bardaklarımı bile elletmem kimseye) üstelik de o pis silindirlere, bidonlara konduğunu düşünemiyorum.

İşte nasıl toplandığımın kısa hikayesi….

To be continued…

15 Yorum

Filed under ben yazdım, ev işi, icatlar, severim paylasirim, taşınmak

Boya işinin ustasıyla tanıştım : Mehmet Yüre

Evimizi boyatmaya karar verdiğimizde tek düşündüğümüz marka, Jotun oldu. Site son derece başarılı. Özel programı sayesinde evin fotoğraflarını yükleyip, renkleri kendi duvarlarımızda denemek çok güzel bir deneyimdi.

İnternette Jotun’u araştırırken Usta Fircalar sitesine rastladik. (keşke usta tesisatçılar-nakliyeciler-elektrikçiler siteleri de olsaa..) Sitedeki ustaların tümünün sertifikalı olması, elbette bizim için tercih sebebiydi. Mahalle arasında oje bile sürmekten aciz ama boyacıyım diye geçinen insanlardan çevremizde bir çok kişinin canı yandı. İnsanlar ya boyacıyı ya da boyayı, bazen her ikisini de değiştirdiler ve bir sürü zaman ve para kaybı oldu.

Bu bizim başımıza gelsin istemedik. O bakımdan, gönül rahatliği ile siteden Mehmet Ustaya karar verdik. Kendisi bizzat gelip renk secimi ve uygulama konusunda bilgi verdi, daha sonra evi gorduğunde bizim aklımıza bile gelmeyen detaylar konusunda uyarılarda bulundu ve fiyatta ve teslim tarihinde anlaştıktan sonra anahtarı aldı, ekibiyle işe başladı.

Sonuç ise kusursuz oldu. Bütün zemin baştan aşağı naylon kaplandı, elektrik prizleri ve kalorifer petekleri dahil sökülüp, boyanmamış yüzey birakılmadı.

Evimiz, istediğimizden de iyi bir biçimde, son derece profesyonelce boyandı, tertemiz bir şekilde teslim edildi. Amerikan filmlerinde olur boyle şeyler zannederdim, meğer ülkemizde çok daha iyisi olabiliyormuş.

Memet usta‘ya tekrar tesekkur etmek, ellerinize sağlık demek istedik.

İşinde detaylara verdiği öneme ve profesyonel yaklaşımına kefiliz.

öncesi – sonrası resimlerine dikkatinizi çekerim:

Boya oncesi

Boya sonrası

1 Yorum

Filed under ev işi, severim paylasirim

Ev’lenmek – Evlenmek.. Mukayeseli bilgilendirici yol gösterici yazı -I-

10 senelik kiracılık sayfasını kapatmak üzere 4 aydır ev aramaktayım. Ev bulmak evlenecek adam bulmak kadar zor.

Nasıl ki nüfusun yüzde ellisinin erkek olmasına rağmen,  evlenmeyi arzu ettiğiniz adam gibi adam kriterlerinize  sadece bir kişi uyar, ev alırken de maşallah dağlar bayırlar bina dolu olmasına rağmen sizin istediğiniz dört dörtlük ev de bir tanedir.

Nüfusun yüzde ellisi yani 80 milyon olsak, 40 milyon erkek var. Yarısı evli diyebiliriz. 20 milyon. kalanın yarısı çocuk yaşta. kaldı 10 milyon. onun yarısı da ileri yaş desek, kaldı 5 milyon.

bunlarin içinde, üniversite mezunu, meslek sahibi, aile kurmaya hevesli, içkisi kumarı olmayan, eli yüzü düzgün şeklinde kriterleri daralttık mı bir de bakarsınız ki elinizde muhtemel 10 kişi kalır, onlar da bakalım ülkemizin neresinde yaşamaktadır kimbilir??? Denk gelecek deee.. Zor işler bunlar.. Hele ki “Ruh ikizim” filan diyen niv eyç tiplerdenseniz, zor ki zor.

*-*-*-*

Ev bulmak da aynı derecede sorun. Bir evi aldın mı en az 20 yılını içinde geçireceksin. Uzun vadeli isteklerini de karşılamalı. Beş çocuk isteyen arkadaş 2+1 almaz, değil mi?

Ev ararken en mühim kriterlerim

  • on yıldır oturduğum mahallede olsun
  • geniş olsun
  • kesemize uygun olsun

şeklinde sıralanmakta.

ev aramak için de, her konuda olduğu gibi internete başvurdum.

Emlakçıya komisyon vermeyi herkes kadar ben de sevimsiz bulurum, ki burada bunu yazmıştım biraz. Gel gör ki sahibinden satılık mı var?

[1997’de RE/MAX Türkiye ilk franchiselarını vermeye başladığında basın “Turyap’a rakip mi olacaksınız?” sorusunu sürekli sordu. Ve eğitim direktörü de sürekli olarak aynı cevabı verdi:

– Kuzey Amerika’da ve dünyanın pek çok ülkesinde, gayrimenkuller profesyoneller aracılığı ile el değiştirir. Türkiye’de ise şu anda “sahibinden” satılıklar %70 oranında. Kalan %30 ise emlakçılar arasında satılmakta. Biz sahibinden satılıklara rakibiz.”

ve evet, o zaman %70 olan sahibinden satılıklar, bugün yüzde ikiye kadar düşmüş durumda..   ]

*-*-*-*-*-*-*-*-

Dolayısıyla benim elim sahibinden.com, Hürriyet Emlak ve Milliyet Emlak sayfalarına gider dedim. Kaç aydır incelemediğim ilan kalmadı. Sitelere üye olmak lazım ki, beğendiğin ilanları kaydedesin, takibe alasın, hatta hatta kriterlerini kaydedip sonradan gelen ilanlardan uyan varsa e-posta adresine bildirilmesini sağlamalısın.

İlk üç kriter sağlandıktan sonra geriye neler kalıyor?

Kaçıncı kat olsun?

Balkon var mı?

Mutfak ankastre mi yoksa evdeki ocaklı fırını kullanabilecek miyiz?

Bahçe var mı?

Dış cephe yalıtımlı mı?

İçi masraf ister mi? (her daire masraf ister de, makul ölçüde masraf var, enkazdan hallice daireler var..)

Zemin katta daireye özel depolama alanı var mı? (bisikletti bilmemneydi bir ton şey olabiliyor koyulacak. müstakil evlerin kömürlükleri olurdu.. aah ah. )

veee en önemlisi: Arsa tapulu mu?

Arsa tapulu daireler krediye uygun değil. Tapu denilen A4 boyutundaki resmi kağıt üzerinde ortalarda bir yerlerde üç şık var.:

Kat Mülkiyeti  [] Kat İrtifakı [] Devre Mülk []

Eğer birinci ya da ikinci kutucukta  x işareti varsa krediye uygun bir dairedir. güvenle alınabilir.

-devam edecek-

4 Yorum

Filed under alışveriş işleri, ev işi

Abra Kadabra.. Yemek masasııı… Kaybola!

Öyle pek mutfak perisi bir kadın değilim. Sık sık da yemeğe misafirimiz gelmez.  Kaç yıldır salonun bir bölümünü işgal eden bir yemek odası takımımız var. Giderek gözüme büyümekte. İKEA’ya her gidişte 25 metrekarelik yere kurdukları eve bakıyorum aklım kalıyor. Biz kocca bir alanı işlevsiz bir masa ve sekiz sandalyesine ayırmış durumdayız.

Masa masif. Kare şeklinde. ortadan ikiye ayrılıp ek parçayla sekiz kişilik olabiliyor.. Tam ortasindan tek ayaklı. Kapalı halinde çevresine 8 sandalye koymaya imkan yok. Sandalyeler de ayrı problemli modeller. Oturma yeri öne doğru genişliyor. Yanyana iki sandalyeyi sıfırlayamıyorsun.  Arka bacaklarını hizalarsan ön bacakları rahat 30 derece açı yapıyor…

Nedense iskemlelerin oturunca diz altına gelen kısmı kalçanın altına gelen kısmından daha geniş. (oysa bizim anatomimiz tam tersini gerektiriyor. iki diz, iki kalcadan daha az enlidir…)

Adı geçen iskemleler masanın altında da olay yaratıyorlar. Birbirlerini itiyorlar, masanın etrafında 2+1+2+1 şeklinde dizilmek zorundalar..geçen hafta iyice sinir oldum, dört tanesini balkona çıkardım. Şimdi her kenarda bir sandalye ve heyüla masa..

Üstelik bir de büfe sorunum var.

Salonun yarısını iptal edip kalan yarısına sıkış tepiş oturmak çok can sıkıcı. Mesela iki masa olsa, yemekli misafir olmadığı zamanlar çalışma masası olarak kullansak…

Mesela sandalyeler üstüste istiflenebilseler ve yerden kazansak…

Mesela sandalyeler masanın altına girip kaybolsalar ….

Mesela masanın altı dolap gibi olsa büfeden kurtulsam…

Mesela büfe daha kısa olsa, masayı üzerine itelesem, gerektiğinde ortaya cekebilsem…. Zigon sehpalar gibi düşünün.. Sadece en üstteki ayrılabiliyor, altı da büfe işte…

Mesela köşe koltuk takımı gibi olsa sandalyelerin bir bölümü , gene büfeden kurtulsam..

(bu olmaz, kimse kıç kıça oturmak istemez yemek masasında)

bu da süperdir..  :)

Şu da hoşmuş: Kolay masa (kaptirdim kendimi biraz) .

biraz masa mı lazım; iki dakkada yap koy ortaya…

Bir çözüm lazımmm. işlevsiz, hantal yemek odası takımından gına geldi..

Yorum bırakın

Filed under ev işi, soruyorum