Tag Archives: temizlik

100 Günlük Temizlik vs 50 Yaş Temizliği

Önümüzde mühim bir durak var. 50 yaş. Ve meşhur “İsveç 50 yaş temizliği”ne hazırlanıyorum.

Genelde minimalist olmasam bile bana midimalist denilebilir. Fazla eşya sevmiyorum almıyorum. Aldığımı canını çıkarana kadar kullanıyorum. Tamir/dikiş gittiği yere kadar..

Kullanmadıklarımı geri dönüştürürüm, freecycle benim işimdir, yayıntı sevmem, az eşya daha kolay temizlenir zaten. Yazlıkları kışlıkları kaldırırken küçülenleri ayırır veririm… Yine de yıllık olarak yıl sonlarında 100 günlük temizlikler yaparım.

Bunun anlamı 100 gün boyunca her gün birer eşyayı evden çıkartıp sahiplendirmektir. Atmak değil. Son 1 yıl içinde almış ve kullanmamışsam ya veririm ya internetten satarım. Özellikle de yılbaşına yakın yaparım ki keyfi olsun. Buna başlamanın en ideal tarihi de gündönümü olan 21 Eylül tarihidir. Yeni yıla pırıl pırıl girebiliyorum.

50 yaşıma sağ salim ulaşabilirsem İsveç Vefat Temizliği denilen işe girişeceğim.

Zamanında anneannemle dedem bir gün karar verip tüm özel eşyalarını, günlüklerini, mektuplarını ve mesela anneannemin çok güzel bulduğum milli piyango kolleksiyonunu sobada yaktılar. Sebep olarak da “bunlar biziden sonra bulunur, okunur, gülersiniz mülersiniz, bizim canımız sıkılır” dediler. Kendi özellerini yok ettiler ki, o zaman epeyce kızmış olsam da, şimdiki kafamla anlıyorum ki aslında iyi fikir.

Dünya fani ölüm ani.

Benim özel eşyalarımı arkamdan kimin didikleyip neyimi okuyacağını, neyimi izleyeceğini ben nereden bileyim? en iyisi küllüm temizlik.

İsveçliler de aynı kafada olsa gerek bunu içselleştirip adlandırmışlar: “döstädning”. Vadeniz gelip dö olduğunuzda yapılan städning. Arkanızdakilere düşen pis bir görev. (Yaptım biliyorum..)

Siz orada olmadığınızdan müdahale edemeyeceksiniz millet ıcığınızı cıcığınızı kurcalayacak, atacak satacak, kimbilir ne kıymetlileriniz elden ele dolaşacak. Kızınıza vermeyi tasarladığınız bileziğiniz gelininize gidecek, belki küslük çıkacak. En iyisi gözünüz görürken malınızı dağıtmak, kirli çamaşırlarınızı ortadan kaldırmak.

Hep demişimdir, yeni doğan bebeğe bir çekmece dolusu eşya bir yıl yeter. Büyüdükçe gardroplar odalar evler dolduruyoruz. Sonra da yaşlandıkça yine azaltıyor felek.. Tek odaya, sonra bir etajere bazanın altına sığıyor eşyalar.. Oradan da puff. Misafirlik.

50 Yaş temiziği bu açıdan öneriliyor. Sağ baştan başlayıp ne kadar dolap çekmece varsa sırayla döküyorsunuz. Ölseniz arkanızdan bulunmasını, atılmasını istemediklerinizi bulup kendiniz ya atıyor ya ilgili birine veriyorsunuz. Mesela adı geçen bileziği gözünüz görüyorken kızınıza veriyorsunuz, gelininiz gık diyemiyor. Ya da kayınpederin düğünde taktığı hiç kullanmadığınız seti oğlunuza teslim ediyor, “ilerde gelinime takarsın” diyor, kızınıza kaptırmaktan kurtuluyorsunuz.

Çok kişisel, görülmesini bilinmesini istemediklerinizi imha edebilir, ya da lazımsa “açmadan imha edin” notuyla kaldırabilirsiniz. Bütün gizleriniz çözülecek bütün sırlarınız ortaya dökülecek çünkü. Sizi utandıracak bir şey varsa şimdiden kararınızı verin.

Birikmiş işlerinizi, alınmış verilmiş borçlarınızı da yazmanızda fayda var. Bankada sağda solda birikiminiz varsa, menkul/gayrimenkul herşeyinizin bir dökümünü yapmanız, arkanızda kalan yaslı ailenize büyük kolaylık sağlayacak. (yaşadım biliyorum, kafa bir dünya oluyor neyi nasıl yapacağını bilemiyor insan bir anda)

Evde dolaplara hatta odalara bir ferahlık gelecek, yerine yeni ıvır zıvır doldurmadığınız sürece de mis gibi yaşlanacak ve en güzeli gözünüz açık gitmeyeceksiniz.

Mümkünse mezar yerinizi alıp hazırlatmak, cenaze töreninizi planlamak, vasiyetinizi hazırlamak için en güzel zaman.

Cümleten Allah rahmet eylesin.

Reklam

Yorum bırakın

Filed under Diğer

Yeni yil temiz yil..

Anneanneden kalan bir aliskanlik. “Yeni yila nasil girersen oyle gider” inanciyla bildigin bayram temizliği yapmak..
Öyle ince temizlik nesilden nesile sönümlendi aslinda. Benim yeni yil temizlik bağım; rutin aylık/3aylik/6aylik/yillik yenileme ve tazelenme operasyonlarimin tombul bir başlangıç noktası olmasıyla özelleşiyor.

image

Deli titiz biri degilim. Olayim bu:  Yillik değişim stoklari ortaya cikti. Eksikler alindi. Eskiler atıldı.

🔰Diş fircalari 15 gunde bir kaynatilmakla beraber, iki ayda bir yenilenir. (Misafir fircasi mutlaka bulundurulur)
🔰Bulasik sungeri arada makineye atılarak aylik,
🔰vileda ucu arada makineye atilarak üç aylik,
🔰mutfak ve banyo fircalari üç ayda bir,
🔰supurge torbasi ve kurutma mk suzgeci doldukca,
🔰cekmece/dolap/buzdolabi ortuleri altı ayda,
🔰Kurutmanin rezistansi aylik,
Degisir/yıkanır/bakima girer/yenilenir.
🔰🔰🔰🔰Yilbasinda dokuz ayin çarşambasi bir araya gelir toptan bi tazelenirim.

Haftasonu da kendime bir bakim cekeyim hele..

2 Yorum

Filed under alışveriş işleri, ev işi, severim paylasirim, tertip

Parlar mutfak parlar gözlerim

Zamaninda bana gore “entel dantel” gelen ikinci el alma verme, yeşil yaşam, hayvan koruma, doğal beslenme, az ve paylasimli giyinme, elektrikli motor kullanma ve turevi hipi icatlarini cook kinadim. Asaletim ve burnum dusse egilip almayan gururumla gunumu gun ettim.

“Allah vermesin, kinadiğini görmeden ölmezsin” derler ya, azili bir cevreci olma yolundayim.

Hayatimi ilk Shibumi degistirdi. Ilk taşı ondan yedim. Sadelikteki güzellik, ona ulasana kadar sabirla bozup yapmak deli isiydi ama kara cahil ruhumda bir isik pirildadi.

Kimyasallari terk etmek… karbonattir sabundur derken..Adim adim bugune geldim. Bugun… İlk “temiz temizleyici” ürünüm hazir.

Mevsiminde sıkılmış portakal, mandalin, limon kabuğu kavanoza basılır. Uzeri sirkeyle ortulur. Kapatilir kaldirilir. Ara ara altüst etmek iyi olabilir.

 

15 gun sonra portakalli sivi yuzey temizleyiciniz emrinizde.

Hani derler ya :”Nasreddin hocayi polis cevirmis, alete uflemis 7 promil alkollu cikmis. Hoca demis “ben hacıyım alkol almam.” Polis de sasmis. Aramislar taramislar meger hoca portakal yemis kabuguyla. O da midesinde alkole donusmemis mi?”

Harbi reaksiyon bu sekilde mi kimya bilen birine sormak lazim.. Asetik asit yazabilirim ama portakalin formulunu bilmiyorum.
image

Neticede cozelti basarili. Fisfisli siseye koydum. Yari yariya sulandirdim. Sıkıp kagit havluyla sildim.
image

Bilin bakalim hangi taraf??

Ocak parladi.
image

Yapiniz yaptiriniz.

 

 

6 Yorum

Filed under aile, alışveriş işleri, ev işi, güvenli hayat, icatlar, saglik

Pis yazı

Çevre temizliğine verilen öneme göre çeşitli çöp konteynerleri var etrafımda.. Şu teneke kılıklı olanlar özellikle pis kokularıyla insanı tiksindiriyorlar. Hani içinden kedi fırtlayanlar vardır ya. Kapakları bir türlü kapatılmaz. Kapak kapalı olsa ben şahsen hayatta da açmam, pis tutamağından tutmam.. Bir de bunların çingenesi çok olur, o çengelle dalarlar içine, deştirir etrafa çöp saçarak bırakır giderler. Her şey bir yana, sağa sola saçılı bebek bezi kadar mide kaldırıcı bir şey olamaz.

Bunu çöp arabasına devirebilmek için de iki adam çalışır arabanın arkasında. Lambır lumbur yükler BAM diye atarlar boşunu.
Cop20141022_163915_opt

 

Bunun bir üst modeli adam gerektirmeyen, kendi kamyonu tarafından vinçle tepesindeki edevattan tutulup kaldırılan Gulliver’in kutusuna benzettiğim çöp konteynerleri. Daha pratik, daha seçkinCop20141022_165507_opt

Bunun derdi de kulpun iğrençliği. Çöp atmamak için uğraşıyoruz resmen. Hop daha üst modelini yapmışlar: Kartal Belediyesinde kim düşündüyse aferin Cop20141022_092455_opt

Ve en beğendiğim de bu. Bunu yapana da ödül vermek lazım. Kapağını açmak isteyen pedala basıyor. En güzeli! 20140423_145100_opt

Son olarak Pendik‘te rastladığım yer altı çöp konteynerleri var. Nasıl bir sistem bilmiyorum ama çok tertipli. Ortalıkta gözüken tek şey bu sevimli kutu. Aşağıda ne var, biriken nasıl toplanıyor bilemiyorum, bir gün belediyeye bizzat sorar öğrenirim. Cop20141022_100547_opt

Maltepe ilçesinde şunlara rastladım geçen yıl:

2013-07-24-2023_opt

Bence çok da iyi olmuş. Devrilen dökülen çöp kutularından iyi. Poşeti de içinde. Her gün değişiyor. Kapaklı oluşu biraz dert. Hiç kimse çöpü ellemek istemez, sanırım bunların kapaklarının çöp sepetinden biraz daha yüksekte durduğu, sadece yağmurdan koruma işlevi gören daha güncel modelleri de var. Beğendim #Maltepe Belediyesi, Aferin.

Ancak ve lakin, büyük ödülü hak eden belediye, Gaziantep Belediyesi. Aşağıda resmi görülen kutular her evin önünde var.20140715_155535_opt

Apartmanda oturan herkes artan kurumuş ekmeklerini temiz bir şekilde poşete koyarak bu kutulara bırakıyor. 20140715_155540_optHatta artan pilavını makarnasını bırakan da oluyormuş.

Buralardan haftada bir toplanan kuru ekmekler barınaklardaki hayvanlara yem olarak hazırlanıp veriliyormuş.

Daha güzelini yapana kadar en güzeli bu.

 

 

1 Yorum

Filed under araştırdım, çevre, icatlar, severim paylasirim

Çevreci olmanın 4 R kuralı

rrrr

 

Reduce –

Reuse – 

Recycle –

Respect –

 

Bizim evde nasıl bu isler onu anlatayım:

Öncelikle, herşey çöp değildir. Belki de, hiç bir şey çöp değildir demem lazım.

Çöpleri ayrıştırmak gerekiyor. Yiyecek artıkları çöpe, geri kazanılabilecek seyler geri donusum kutusuna..

Pilleri ve ampulleri özel toplama noktalarına götürülmek üzere kutulara topluyoruz. Pilleri okullarda, eczanelerde,heryerlerde bulunan pil toplama kutularına bırakıyoruz. Tasarruflu ampuller cıva içeriyor, çöpe atılmamalı. Onları da şimdilik İKEA’ya götürüyoruz;  başka yer bulamadım ampul toplayan…

Kağit-karton-cam-teneke-plastik ambalajları ayrı poşetleyip çöpe indiriyoruz. Belediye toplamıyor, çekçek arabalı toplayıcilara yâr oluyor. Olsun, işe yarasın da….

Çevreyi korumak icin az atik cikarmak gerekiyor. Firmalar az ambalaj malzemesi kullanmali. Plasik poşet yerine bez ya da cok kullanimlik heybelerden kullanmak lazim. Açık söyleyeyim, ben bu kısmı tam oturtamadım. Evde, araba bagajında çeşit çeşit çevre korumacı poşet var, ben alışverişi yaptıktan sonra aklıma geliyor bez çantam olduğu. Bu çevreci çantaların çok da güzelleri var :)) Her marketten birer tane aldım desem yeridir. Hâlâ poşetle alıyoruz malzemeleri eve, gerçi o poşetleri de illa ki kullanıyoruz, mümkünse çöp kutusunda bile kullanılıyorlar ama …. bence posetlerin bozunabilirini uretsinler. poset bize lazim, birakamiyoruz :(((  [bu yazı ilk yayınlandığında 2008 filandı ve bozunabilir poşet yoktu. yine bir fütürist icat yapmışım haberim yok]

Hiç bir şeyi tek defa kullanıp atmamaya gayret ediyoruz. Az daha kullanmakta da fayda var. Yumuşatıcının ambalajından oyuncak kutusu yaptık çocuklarla, onu da yazacağım bir ara. Atmak kolay. Atmayın.

 

Özetle, kafama göre tercüme edip yorumladım:

Azaltılmis ambalaj, (reduce)

Az daha kullanmak,(reuse)

Azat etmek,(recycle)

ve

Azıcık saygı göstermek (respect) lazım.

19 Yorum

Filed under çevre, çocuk, blog işleri

Nivea Clean Deeper! Daily Deep Cleansing Scrub aldım. iyi!

Carrefour /(sevmem aslinda) sevgililer gunu icin kozmetik reyonunun bir bolumune yuzde elli indirim yapmış. mesela el kreminde geçerli, şampuanda geçersiz…

firsattan istifade, bir yüz temizleyici aldım. Nivea (bunu da sevmem) “daha da derin temizleyici” aldım. yarı fiyatına olunca, dayanamadım. Daha Loreal’inkini bitirememiştim ama.. Neyse bu da iyidir. Siyah noktam olacağına (bu yaşta hala cildim kendini ergen sanıyor ya.. acaip) fazladan bir ürünüm olsun..

>Gerizekalılar, arka etiketteki kullanma klavuzu kısmının tam üzerine koymuşlar alarmı, sinir oldum. Her neyse. Ürün başarılı. Biraz alıp, ıslak yüze masaj yaparak uygulanıyor. Durula, kurula, pırılda.

Hakikaten, ilk kullanımda beğendim. :))

Yorum bırakın

Filed under alışveriş işleri, bakımlı hatun, kozmetik, severim paylasirim

Bahar temizliği derken aklıma geldi

Ev halimden kısa notlar:

* İlk bebeğim doğduğunda hastane odasının çöp poşetini değiştirmeye geldi hademe. Ve ben o yaşımda ilk defa çöp poşeti takmanın pratik bir yolu olduğunu fark ettim. O güne kadar serdiğim çöp poşetleri illa ki yumak olur dibe inerdi. Hep dert olmuştur bana bu konu. Meğerse kolayı varmış. Artık çöp poşetlerim yerinden kımıldamıyor..: Paylaşayım dedim. Tek bilmeyen ben değilimdir değil mi?? (ayrica dikkatinizi cekerim, hastane odasinda lohusa halimle bile pür dikkat bir antepli olarak, “düştüğüm yerden bir avuç toprakla kalkıyorum” : )   )

*

* Dert bir mi ki?? Çöp kutusu naaparsan yap kokar. Temizle temizle nereye kadar. Ahanda bunun çözümü:

Bulaşık makinesi deterjanı mı desem, makine koku gidericisi olarak satılan bişey bu. Bulaşıkları kokuttuğundan ben pek sağlıklı bulmadım,zaten bulaşık makinesi de kokmuyor ki koku gidericisi olsun… Garip. Her neyse, bu malzemeye para verdiğim de yok da deterjan kutusundan hediye olarak çıkıyor bazen. Ben de bu şekilde kullanmayı tercih ediyorum. Bir tane de banyodaki çöp kutusuna attım. Çöp kutusunun dibinde duruyor öyle. Nice doldurulmuş bebek bezleri atıldı o çöpe, bana mısın demedi.. :))

* Arabamda da bir çöp kutusu var benim. Onun fotoğrafı var mı bilmiyorum.. Ufak boy bir kova işte. Dibine 10×10 boyutlarinda numune olarak verilmiş bir mermer parçası koydum, devrilmiyor. Sağ ön koltuğun önünde duruyor işte..Üzerine de poşeti geçiriyorum. Arabada yenen içilen her şeyin kabuğu çöpe. Çocuklu olunca biraz daha pratik oluyor insan (takıntılı kadın, çocukların üzerine niye atıyorsun, tamamen senin kendi obsesif karakterin…) [sensin şizo] /arabamı temiz seviyorum ne var bunda?/

* çamaşır işine gelelim….

Bir zamanlar kapıcımız bana bir gece kalktiğinda mutfağı su basmış bulduğunu anlatmıştı. Muftağa girmeden sigortayı kapamış.. İyi ki de aklına gelmiş, çünkü uzatma kablosu yerdeymiş.. Bu hikayeden beri, elektrik çarpması tehlikesi de korkularım arasına eklendiğinden; uzatma kablolarini yerden yukarı koymaya gayret ediyorum.

* Bu konuya son ek: çamaşır yıkamak için en güzel icada rastladım.. Renk koruyucu mendiller.

Kesinlikle verilen parayı hak ettiğini düşünüyorum. Renk karışması tarih oldu. Çok daha verimli çamaşır yıkıyorum ve her bir mendil de tek kullanımlık değil bence. Ben en az üçer kere kullanıyorum, rengi iyice bozarana kadar yani… Zaten her çamaşıra da atılmıyor.. Bir kutu uzun zaman yeter insana.. Çok sevdim ben bunu. Başka marka da var piyasada, her ikisini de tavsiye ederim. <3

( Bu yazıyı beğendiyseniz şunları da öneririm… : Bu bir bu da iki )

8 Yorum

Filed under alışveriş işleri, ev işi, icatlar, severim paylasirim

Çamaşır Kurutma Makinesi Lüks mü? İhtiyaç mı?

Bir yıldır düşün düşün en son karar verdim : bana bir tane lazım.

İki çocuklu bir evde her gün çamaşır makinesi çalışıyor arkadaş.. bazen günde iki kere. Üç tane portatif çamaşır kurutma askısı var evde. yazın neyse de kışın önüm arkam, sağım solum ıslak çamaşır serili odalarla dolu oluyor ve ben de bunaldım bu durumdan.

Kurutucum (evdeki adı “buda” bu arada… günde bir iki kere önünde huşu ile diz çökmemle dalga geçiyor eşim…) diğer tüm beyaz eşyam gibi Bosch marka. B enerji seviyesi olanı aldım. En beğendiğim yönü, buzdolabında olduğu gibi kapağını açınca içinde ışık yanması :))))

+ özellikler:

* yaz kış temiz ve mis kokulu olarak kuruyor çamaşırlar. dışarı asılmış çamaşır o dakikadan başlayarak kirleniyor.

*içeri asılan her şey odada aşırı nem oluşturuyor. küf-bakteri neyse ne ama mobilyalar için de kötü

*kombi çamaşırı kurutmaya çalıştığından igdaş’a verdiğimiz paranın yarısı ziyan oluyor.. ev kışın hep ıslak gibi geliyor bana….

* ütü masrafınız azalıyor. pek çok şey makineden sıcak olarak çıkar çıkmaz düzgün katlanıp dolaba kalkacak durumda oluyor.

* yer sorunu yok. istersen götür salona dik. fişe tak çalışsın herhangi bir bağlantı gerekmiyor. benimki odamda masa niyetine yer buldu kendine ..

* elektrik harcamasına gelince. üç aydır kullanıyorum makineyi. faturada pek bir kımıltı görmedim.. son oniki aylık faturalarımı alt alta yazıp ortalamasını aldım. sonra da ortalama rakamdan her ayın farkını hesapladım. % olarak şöyle bir tablo var elimde:

1- (-)%7

2- %21

3- %15

4- (-)%21

5- %4

6- (-)%24

7- (-)%20

8- (-)%30

9- %2

10- %6

11- %2

12- %17

hele bir iki fatura daha gelsin de istatistik kendini bir toparlasın tekrar yazarım.

nasıl çalışıyor? bilmiyorum. pişiriyor belki de… epey ısı çıkıyor çünkü….

çamaşırları içine atıyorum program seçip kapatıyorum. bas düğmeye… bitti gitti. belli süre sonra çamaşırlar kuru/ütüye hazır/dolap kuruluğunda gibi seçenekli olarak makineden çıkıyor. işi bitince her seferinde hazneye dolan saf suyu (çamaşırın suyunu arıtıyor ) döküyorsunuz (tercihan bir kovaya aktarıp arabanıza cam suyu yapabilirsiniz, iyi oluyor). iç süzgecini de elinizle şöyle bir sıyırıp birikmiş havları atıyorsunuz. o kadar.

(ilk bir kaç seferde yumak yumak hav çıktı çamaşırlardan. bayağı çek yatın altında biriken toz yumakları gibi hav çıkıyor…şimdi ya akıllandılar ya da eni konu inceldiler pek hav çıkmıyor?!?)

bu arada tek sinir bozucu kısmı şu:

kaldığı yeri unutuyor makine. (ya da ben henüz kullanmayı çözemedim, servisi aramam lazım aslında) diyelim hem kotları hem de çorapları beraber kurutmak istiyorsunuz:

birinci grubun “dolaba kaldırma kuruluğunda” ikinci grubu da “çok kuru” olmasını arzu ediyorsunuz. Eh, hepsini bir seferde kurutmak mümkün teoride.. Önce birinci programla tümü dolaba kaldırma kuruluğuna gelir, sonra kotlar çıkarılır ve çoraplarla ikinci program devam eder. Elimizde oldukça kuru bir sürü çorap olduğundan (bir kuruluk sensörü olduğunu varsayıyorum, mantık bunu gerektiriyor) ikinci program normal süresinden kat kat kısa sürmeli oysa sil baştan başlıyor….

ya da bir önceki çamaşırın suyunu dökmeyi unuttum diyelim, makine belli bir yerden sonra o haznenin boşaltılmasını talep ediyor.. ama  “beklet” tuşuna basıp hazneyi döküp geliyorum, yerine takıp “devam” diyorum … haydaaa taa en baştan bir daha…

servisi arayayım ben en iyisi….

özeti şu: çok memnunum!

4 Yorum

Filed under alışveriş işleri, ev işi, severim paylasirim