Category Archives: Diğer

Henüz kategorize etmeye vakit bulamadığım yazılar

Amazon Satıcı İpuçları

Amazon’da satış yapmaya başladıysanız tebrik ederim.

Bazı kafa karıştırıcı konular var, bilgilendireyim dedim.

Öncelikle Sipariş Yönetimi sayfasına hakim olmanız lazım. Beklemede olan siparişinizde ilk olarak Sevk irsaliyesini yazdırın.

Daha sonra kargo kodu satın almanız gerekiyor. Bu kodu tam olarak amazondan satın almıyorsunuz, kodla şubeye gidip nakit ödüyorsunuz. İndirimli göndermiş oluyorsunuz sadece. Kod iki saat kadar sonra aktif oluyormuş, kodu alır almaz kargoya gitmeyin derim.

Eğer dikkat etmezseniz Kargo Etiketini Yazdır alanında yer alan etiket biçimi olarak ZPL ile baş başa kalırsınız.

Zebra marka bir termal printeriniz yoksa zpl uzantılı dosyayı ne bilgisayarınızda açabilirsiniz ne de etiket olarak basabilirsiniz.

Zpl uzantısını bir şekilde pdf’e dönüştürebilirsiniz; ya da ilk baştan pdf olarak yazdır seçerek akıllıca davranabilirsiniz. Bunun sonradan ayarlanan bir yeri yok, otomatik olarak zpl geliyor, ama bir kez düzelttikten sonra kargo etiketinizi bilgisayara hep pdf olarak indirecek.

Bunun için kargo satın al >detaylar’dan sağda “etiket biçiminizi seçin” kısmında varsayılanı “PNG” olarak ayarlamalısınız.

İyi satışlar olsun.

Reklam

Yorum bırakın

Filed under Diğer

50 yaş/2022 kararlari

sen elindeki iki çocuk ve üc kedinin annesisin. Onun disindaki insanlari rahat birak.

onu bunu düzeltmeni isteseydi cetvel olarak yaratırdı Allah seni. Birak kaos düzene evrilsin. Hakkini ara ama fazlasını arama.

insanlarin gerçek/uydurma acılarıyla alay etme. Sen kalpsiz ve şanslı bir cadisin. Ok. Herkesi de olduğu gibi kabul et.

senin derdin sana yeter. Hele Gözündeki çöpü çıkart. Greenwich degilsin, herkesi kendine gore ayarlayamazsin.

biri gelip istemeden akil fikir verme.

güçsüz ve korkak bir insansın. Yanlış yetistirildin, imana gelmen zaman aldi. Hala bir sürü defon var.

Dur. Rol.

Bir dis sarimsak seni 24 saat oyundan alirken ve bir ordun yokken, gereksiz saldirganlaşmasak?

Yorum bırakın

Filed under Diğer

Dava deve oluyor(2)

Cimer’e bitmek bilmeyen dava ile ilgili eski şikayet yazım:

…….

tarihindeki amcamın ölümü ile 1/6 oranında miras payım olan küçük bir dükkanın satılmasını bir türlü sağlayamadım.

Gayrimenkulün satılması için bir avukat bulup dava açtım. dava tarihi : dosya numarası. Dava bir çok masraf çıkardı ve çok çeşitli nedenlerle oldukça uzayarak nihayet sonuca bağlandı, satış kararı çıktı. Şu anda avukatım benden ilan bedeli yatırmamı bekliyor, ilan bedeli en az 8000 liraymış ve bunu ben yeni öğrendim.

Bu bedel için hazırda bir nakit yok elimde, kredi çekmem gerekecek. 2021 yılında ilanların gazete yoluyla verildiğine ve bir ilanın masrafının 8000 lira olmasına aklım yatmıyor. Zaten paraya ihtiyacım olduğundan gayrimenküldeki  hakkımı yok pahasına satmaya razı oldum. İlk satış bedeli bilirkişinin takdir ettiği bedelin %60 civarı olacak. Bu dükkana 200,000 TL civarı kıymet takdir edilmişti. En iyi ihtimalle 120,000= satıştan bana 20,000 düşer. İlan ve avukat ücretini ödediğimde ise elime hiç bir şey geçmeyecek.

Davamı kazanmış ama maldaki hissemi tamamen yitirmiş olacağım. Alamadığım kiralar zaten çoktan buhar oldu. Bir fıkra yaşıyorum sanki. Ben bunun anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünüyorum. Bir insanın hakkı olan mirasını alabilmesi için fazladan bunca zaman kaybetmemesi, masraflara girmemesi, süreçte eline hiç bir şey geçmeyecek hale getirilmemesi lazım.

Ben üniversite mezunu bir kadın olarak çaresiz kaldım. Çok daha zor durumda olan, hiç bir vasfı olmayan kadınlar kimbilir neler çekiyorlar? Elinden zorla imza alınıp malı mülkü, mirası elinden alınan kadınlar var biliyorum. Haklarını savunacak kimse yok…..

Yorum bırakın

Filed under Diğer

100 Günlük Temizlik vs 50 Yaş Temizliği

Önümüzde mühim bir durak var. 50 yaş. Ve meşhur “İsveç 50 yaş temizliği”ne hazırlanıyorum.

Genelde minimalist olmasam bile bana midimalist denilebilir. Fazla eşya sevmiyorum almıyorum. Aldığımı canını çıkarana kadar kullanıyorum. Tamir/dikiş gittiği yere kadar..

Kullanmadıklarımı geri dönüştürürüm, freecycle benim işimdir, yayıntı sevmem, az eşya daha kolay temizlenir zaten. Yazlıkları kışlıkları kaldırırken küçülenleri ayırır veririm… Yine de yıllık olarak yıl sonlarında 100 günlük temizlikler yaparım.

Bunun anlamı 100 gün boyunca her gün birer eşyayı evden çıkartıp sahiplendirmektir. Atmak değil. Son 1 yıl içinde almış ve kullanmamışsam ya veririm ya internetten satarım. Özellikle de yılbaşına yakın yaparım ki keyfi olsun. Buna başlamanın en ideal tarihi de gündönümü olan 21 Eylül tarihidir. Yeni yıla pırıl pırıl girebiliyorum.

50 yaşıma sağ salim ulaşabilirsem İsveç Vefat Temizliği denilen işe girişeceğim.

Zamanında anneannemle dedem bir gün karar verip tüm özel eşyalarını, günlüklerini, mektuplarını ve mesela anneannemin çok güzel bulduğum milli piyango kolleksiyonunu sobada yaktılar. Sebep olarak da “bunlar biziden sonra bulunur, okunur, gülersiniz mülersiniz, bizim canımız sıkılır” dediler. Kendi özellerini yok ettiler ki, o zaman epeyce kızmış olsam da, şimdiki kafamla anlıyorum ki aslında iyi fikir.

Dünya fani ölüm ani.

Benim özel eşyalarımı arkamdan kimin didikleyip neyimi okuyacağını, neyimi izleyeceğini ben nereden bileyim? en iyisi küllüm temizlik.

İsveçliler de aynı kafada olsa gerek bunu içselleştirip adlandırmışlar: “döstädning”. Vadeniz gelip dö olduğunuzda yapılan städning. Arkanızdakilere düşen pis bir görev. (Yaptım biliyorum..)

Siz orada olmadığınızdan müdahale edemeyeceksiniz millet ıcığınızı cıcığınızı kurcalayacak, atacak satacak, kimbilir ne kıymetlileriniz elden ele dolaşacak. Kızınıza vermeyi tasarladığınız bileziğiniz gelininize gidecek, belki küslük çıkacak. En iyisi gözünüz görürken malınızı dağıtmak, kirli çamaşırlarınızı ortadan kaldırmak.

Hep demişimdir, yeni doğan bebeğe bir çekmece dolusu eşya bir yıl yeter. Büyüdükçe gardroplar odalar evler dolduruyoruz. Sonra da yaşlandıkça yine azaltıyor felek.. Tek odaya, sonra bir etajere bazanın altına sığıyor eşyalar.. Oradan da puff. Misafirlik.

50 Yaş temiziği bu açıdan öneriliyor. Sağ baştan başlayıp ne kadar dolap çekmece varsa sırayla döküyorsunuz. Ölseniz arkanızdan bulunmasını, atılmasını istemediklerinizi bulup kendiniz ya atıyor ya ilgili birine veriyorsunuz. Mesela adı geçen bileziği gözünüz görüyorken kızınıza veriyorsunuz, gelininiz gık diyemiyor. Ya da kayınpederin düğünde taktığı hiç kullanmadığınız seti oğlunuza teslim ediyor, “ilerde gelinime takarsın” diyor, kızınıza kaptırmaktan kurtuluyorsunuz.

Çok kişisel, görülmesini bilinmesini istemediklerinizi imha edebilir, ya da lazımsa “açmadan imha edin” notuyla kaldırabilirsiniz. Bütün gizleriniz çözülecek bütün sırlarınız ortaya dökülecek çünkü. Sizi utandıracak bir şey varsa şimdiden kararınızı verin.

Birikmiş işlerinizi, alınmış verilmiş borçlarınızı da yazmanızda fayda var. Bankada sağda solda birikiminiz varsa, menkul/gayrimenkul herşeyinizin bir dökümünü yapmanız, arkanızda kalan yaslı ailenize büyük kolaylık sağlayacak. (yaşadım biliyorum, kafa bir dünya oluyor neyi nasıl yapacağını bilemiyor insan bir anda)

Evde dolaplara hatta odalara bir ferahlık gelecek, yerine yeni ıvır zıvır doldurmadığınız sürece de mis gibi yaşlanacak ve en güzeli gözünüz açık gitmeyeceksiniz.

Mümkünse mezar yerinizi alıp hazırlatmak, cenaze töreninizi planlamak, vasiyetinizi hazırlamak için en güzel zaman.

Cümleten Allah rahmet eylesin.

Yorum bırakın

Filed under Diğer

Düşünmen yeter = öküz gibi hediye alıyorsun

Düşünmen yetmemiş belli ki.. düşünsen, kaç beden giyerim, ne renk severim bulurdun.

Düşünsen hangi yazarı severim, ne marka ayakkabı giyerim bilirdin.

Düşünsen bana bugüne kadar 1 tane doğru dürüst hediye bulup almış olurdun.

Düşünsem mesela, sana aldığım hiç bir şeyi “değiştirme kartsız” vermediğimi anlardın.

O yüzden, “düşünmen” yetmiyor. Biraz gayret gostereceksin. Çıkarım yapacaksın. Birşeyi paketleyip bana vermen hediye sayılmaz.

Düşün. Bu kadın ne sever? Ne yer, ne içer? Ne takar, ne kullanır? Ne okur, kimi takip eder?

Hediye aldım sanıp seviniyorsun, teşekkür ediyoruz mecburen, beğendik sanıp bir sonrakine daha da ahşap bir fikirle geliyorsun.

Bundan sonra beğenmediğim hediyeyi almayacağım. Yıllardır üzüle üzüle bir hal oldum, biraz da sen üzül.

#düşünmenyetmemiş

Yorum bırakın

Filed under Diğer

Paralel Ev-Ren

Birşeyler bir anlığına değişik gelişseydi şu an paralel evrende olacaktık. Mesela insansız hava araçları drone’lar, uçuş sırasında sürekli olarak bipliyor olacaklardı, çünkü gelişigüzel insanlar suç işlemek, hırsızlık için araştırma yapmak, röntgencilik vb amaçlı İHA kullanıyorlar.

Ve mesela kargo şirketleri, aynı ecza depolarının kolilerle taşımayı bırakıp takip edilebilir barkodlu, tekrar kullanılabilir plastik saklama kaplarına geçtiği gibi; tek kullanımlık plastik poşetleri terk edip saklama kaplarına geçmişler.

Anasınıfından itibaren “ben haksız olabilirim sen haklı olabilirsin” diye özetlenebilecek bir saygı eğitimi başlatılmış. Aktif olarak stres yönetimi ve yalnızca başkalarının hayatını kolaylaştırma/hizmet öğretimi verilmekte. #valardohaeris Yeteneklere göre eğitim ve meslek sahibi olmaya yönlendiriliyor tüm çocuklar. Liseye kadar herhangi bir sınav yok. Konuyu öğrenene kadar devam edebiliyorsunuz derslere. Üniversiteler eğitim isteyen herkese açık ve ücretsiz.

Özellkle savaş ve silah lordlarına hizmet eden “tarih” dersleri tamamen kaldırılmış. Objektif olarak dönemsel olayları incelemek mümkün ancak bu da arkeolojinin bir dalı.

Milliyetçilik/üstünlük terk edilmiş ve ırksal herhangi bir ayrım yok. Her doğan çocuk dünya vatandaşı. İstediği yerde yaşama ve çalışma hakkı var. İstediği sürece temel beslenmesi, giyimi ve barınması karşılanmakta. Böylece zaten kısa olan insan hayatını gereksiz çaba ile ya da asgari ücret kölesi olarak geçirmeyip sadece kendilerini gerçekleştirebiliyor insanlar. Dilediği işte isteyerek çalışıp, severek yaşıyorlar.

Yorum bırakın

Filed under Diğer

Zemzem

Hz. Hacer, bebek oğlu Hz. İsmail’e su bulmak için iki tepe arasındaki yolu 7 defa koşmuş.

Yol 400 m yazıyor internette. Yaklaşık 3 km.. Şimdi hacca gidenler bu telaşı yaşamak, aynı yolu aynı teslimiyet, umut ve korkuyla geçmek zorunda. Hz. Hacer’in duygularının binde birini bilmeden..

Her anne aynı yüreğe sahip. Başka Hacer’ler haftada bir instagrama, ekşi sözlüğe çıkmakta; başka İsmailler için deva ve elbette para aramaktalar. Sma bebekler, kas hastaları, beyin-omurilik hastaları, çocukluk kanserleri, bir sürü bir sürü çaresiz dertler; siz de görüyorsunuz. Yüreğiniz taştan değilse, sızlamıştır. Belki dua ettiniz, belki birinden birine 3-5 lira bağış da yaptınız.

“Takdir-i ilâhi. Elden ne gelir?”

“Kader. “

“Yazısı böyleymiş.”

“Ama canım genetik hastalık yani, o çocuğu yaparken düşüneceklerdi.”

“Devlet baksın, sgk ödesin, ben kendi çocuğuma zor yetiyorum.”

“Doğal seleksiyon, defolu canlılar az yaşıyor ki bozuk geni sonraki nesillere aktaramasınlar. Müdahale etmemek lazım”

Bu iki uç arasında birşeyler diyenler de oluyor. Torba değil, büzemiyorsun.

Binlerce müslümanın şeklen taklit ettiği bu sa’y adlı ibadeti, {evladının derdiyle çaresizlikten yanan ve acı, umut ve teslimiyeti bizzat yaşayan annelere destek olarak, sadece para vererek değil bizzat yanında olup fiziksel olarak da yalnız bırakmayarak} aslen yani fiilen yerine getirerek sevaba girmeleri ne güzel olurdu.

O kurbanların eti ve kanı Allah’a ulaşmıyor. Ulaşan takvamız.

Yorum bırakın

Filed under Diğer

Bir işkence yöntemi olarak “gaslighting”

Bugün öğrendiğim bir kavram “gaslighting”. Ingrad Bergman’ın bir filminden geliyormuş. Evli çift her akşam evde buluştuklarında gaz lambasını yakarak beraber oturuyorlar. Adam bir süre sonra gaz lambasını çaktırmadan, her gün biraz kısıyor. Kadın giderek loşlaşan ortamı yadırgayıp, sorduğunda kadına yooo sana öyle geliyor diyor. Kadın giderek kendinden şüphe etmeye başlıyor. Bu kavramı dinlediğim videoda Beyhan […]

Bir işkence yöntemi olarak “gaslighting”

Yorum bırakın

Filed under Diğer

Gezen ayağa b.k bulaşır

Derler bizde. Meşhur Antep deyimidir. Bu Korona günlerinde sürekli okuyorum, dinliyorum.

Zor hastalık. İyileşen çok çekiyor, ölen uzun can çekişiyor. Allah yazdıysa bozsun.

Tedbir diyoruz, maske diyoruz, elini ağzına burnuna sürme diyoruz. Dinlemiyorsunuz. Yakalanıyorsunuz.

Bugün duydum, 38 gün hastanede kalıp, entübe, yoğun bakım bilmem ne, size ömür olmuş bir ahbap. Vay efendim Umreciler, vay efendim Tatilciler.

E birader hırsızın hiç mi suçu yok? Maske cepte, çenede. Dezenfektan taşımıyor. Yakın temas kuruyor. Bayramlaşıyor, düğündür ziyarettir gidip oturuyor. Birimiz taşıyıcı olabiliriz, aldırmıyor. Sonra “e ben niye öldüm?”

Kemerini tak, polis ceza yazar diye değil, canını seviyorsan.

Kırmızıda dur. Ceza var değil. Araba çarpar.

Madem hipertansiyonun var, tuzlu yemeyeceksin. Diyabetsin baklava börek gömmeyeceksin. Benim gibi safra kesesizsen soğan sarmısak yudmayacaksın.

Ha yuddun, davull gibi şişip sancılanınca, heeeç gusura kalma, bana zırlamayacaksın.

Allah akıl vermiş. Bana bile.

Yorum bırakın

Filed under Diğer

Dank etti: Marie haklıymış!

Tv8 210 milyon dolar ediyormus. Üfff çok para di mi? Türkiyede de 85 milyon kişi var. Evet kalabalığız..

Kanalı satıp parasını millete dağıtsak birer araba alır miyiz peki?

210.000.000 bölü 85.000.000 kelle başı 2470 dolar ya da 14-15 bin lira düşüyor. Güzel bir elektrikli bisiklet alırsın. (Yazar burada dev bir matematik hatası yapıyor, diskalkuli yüzünden. Asıl cevap yorumlarda)

Çok para var evet. Zenginlik zengindeyken zenginlik. Dağılınca işe yaramıyor. Dünyada açlığı, yoksulluğu bitirememiz bu yüzden. Oluk oluk para akıtsan gedik kapanmıyor. Kapanamaz.

40 yıl önce de “afrikada aç çocuklar” vardı, hala var. Büyüdüler yeni çocuklar yapıyorlar. Torunları olmuştur artık.

Çok vasıflı, akıllı, olgun, kültürlü insanlarımız da var. Eğite eğite ancak küçük bir çevreyi eğitebiliyorlar. Kalan %90 “boş yapma”ya devam ediyor. Akıl fikir yetmiyor, bölüp dağıtmak imkansiz üstelik.

Kontrol edilemez bir kalabalık başıboş eğleşmekte. İki dakika durup kendilerini kontrol etseler, sağa sola bir bakıp yanlışlığı fark etseler, belki de doğruyu arayıp yola girebilirler. Ama durmuyorlar. Fıkır fıkır kaynıyorlar, ağızları açılıp kapanıyor, hepsi her konuda konuştuklarindan kimin ne dediği anlaşılmıyor. Nasıl oluyorsa Covid’den Uranüs’e kadar herşeyi diger herkesten daha iyi biliyorlar.

Özetle: pasta yiyin.

5 Yorum

Filed under Diğer