Soguk soguk, Nasil nefis. Gunluk sut!
Vanilyali cikolatali dehset! Portakalli cikolatali denemedim.
Tag Archives: süt
Sek coştu gene.. ;)
Filed under icatlar, iştahlı işler, severim paylasirim
Adaş Çiftlikten Alışverişim: İpek Hanım Çiftliği
Yaklaşık bir yıldır İpek Hanım Çiftliği (taklitlerinden sakınınız) maillerine üyeyim. Pınar hanım her hafta o haftanın ürünlerini tanıtır ve bilgilendirici ciddi bir de yazı yazar. Herşeye yetişebiliyor olması ile, Gülse Birsel kıratında bir kadın. Rol model. Hepimizin gözünü korkutsa, hayatlarımızı ve alışveriş kararlarımızı sorgulatsa da , Hayranız.
Detaya girmeyeceğim. a) onu bilen biliyor, bir de benden dinlemeyin. b) merak ederseniz mail listesine giriverin.
Ben size ilk alışverişimi yazacağım..
Sipariş listesine bağlı kalmadım, kendi listemi yaptım. Listemde eve zaten alınan temel parçalar yer almaktaydı, kilo fiyatları ile beraber yazayım : (kilo ile almadım ben, fiyatlar çılgınca değil yani)
Domates – 8
Taze Fasülye – 8
Yeni Elma – 5
Yeşil Erik – 10
Kırmızı Mercimek – 10
Kahverengi sele zeytin – 17,50
10’lu köy yumurtası – 15
1,5 lt süt – 6
İp peynir – 25
El mantısı vakumlu 1 paket – 15
Beyaz ekmek – 5
Kuru Kayısı (paket) – 6
En sona da “şaşırtın beni, 15 lira limitini içerisinde, en yüz ağartan, en favori ürününüzden bir sürpriz gönderin” dedim. bana
Tuzlu Yoğurt – 15 ve
Sütlü Bademli Çikolata 1 adet – 7,50
geldi..
Koskoca bir koliydi. İçinde strafor bir kutu vardı bozulabilecek ürünler için ve bir tane de 500 ml pet suyu dondurup kutuya buz aküsü olarak eklemişler. Keşke strafor kutuyu geri gönderebilmenin bir yolu olsa. kaldırıp attık, ziyan oldu. (freecycle forever)
Koli 15 lira filandı. 8,5 üzerindeki rakamı toplam hesaptan düşerek ödüyoruz. Güzel bir macara oldu benim için. Bir dahaki siparişimde bakalım neler olacak?
Tuzlu Yoğurt. İnanılmaz lezzetli bir şey. Labne gibi..
İp peynir. Vakumlu ambalajda. Tuzlu.
Domates. Raf de Casi model.
Beyaz olan L boy keskinoğlu Kahverengi olan çiftlik.
Çok soğutulmuş ve yağı üzerinde donmuş mis gibi inek sütü.
Beri yandan o kadar inek sütü ki bizim steril hayatımıza “çok kokulu” geldi. Zor bitirdim. Neden çocukken Pınar süt sevdiğimi hatırladım :((
Kayısı feci tipsiz dursa da on numara. Mercimek de lezzetli. Çorbada nefis oldu.
Çocukken ağacına çıkıp dalından yediğim eriğin aynısı!! Çekirdeklerini gözüm gibi saklayacağım.
Bademli Butik Çikolata. Eşsiz. Godiva ayarında.
Evime çok yakın organik pazar var, daha sık uğramaya kararlıyım. Gerçi her organik etiketini basana da güvenmiyoruz ama, sütüne havale ettik artık..
Ve bir de en büyük aşkım o mini mini mantılar oldu. Paketli halinin fotosunu bulamadım, tencerede böyle bir şey:
Şiir şiir! Hep alcaz hep yiycez! Ellerine sağlık bükenlerin..
Filed under alışveriş işleri, çocuk, iştahlı işler, kültür, severim paylasirim
Normali bana düşmez zati..
Anlatmam lazım, çatlayacağım..
Kardeşim kapıya inek sütü getiren bir çiftlik bulmuş. Pek bilir bu işleri. Bana da önerdi, bir süredir organik, morganik diyoruz, UHT süt almamaya gayret ediyoruz, taze sağılıp soğutuculu araçla servis edilen sütü beğendim.
Bir aydır bana da haftada bir-iki süt geliyor. Kaynatıp kaymak elde ediyorum. İki kere yoğurt (çok başarılı) bir kere de sütlaç (berbattı) yaptım.
Kalanı lık lık içiliyor. Herkes memnun.
Lakin getiren abi biraz leyla.
Salı getir diyorum, Çarşamba geliyor. Cuma gelsin diyorum hiç gelmiyor. Bu sefer de öyle oldu, Cuma günü abiden ses çıkmadı, akşamüzeri aradı:
“yarın getirsem olur mu?”
e, olur niye olmasın? ama akşamüzeri getir, cumartesi günü kaçta evde olurum belli olmaz…
“tamam” tamam.
—–
Cumartesi öğle vakti, görümcemgildeyiz.
(Görümcemin teyzesi ve üç de kızı orada. 4 kızın araları birer yaş, birlikte büyümüşler.. Her biri 10-15 santim uzun benden ve herhangi ikisini toplasan benim kütleme ulaşmaz. Saçlar bellerde, 45- 50 yaş arası olup 30-35 gösteren 4 Barbi hayal edin, birinin 20’lik kızı da orada, toplam 5 barbi. Teyzem de fena değildir, eh kayınvalidem de güzelliğiyle nam salmış vaktiyle, hala yaşını göstermez.. Bir de ben.. Miss Piggy. Her neyse.. )
büttün görümcelerimle beraber kahve içerkene telefon: “Ben Ali, geldim evde yoksunuz”
– e evet, yokuz dedik. akşamüzeri diye anlaştık?!?
– e anneme gideceğim, şimdi getirdim. bir komşunuza bırakayım, parasını sonra alırım
-tamam ben komşumu arayayım, evdeyse ona bırakırsınız, sizi hemen arayacağım.
************
– alo Nilüfer hanım merhaba,
– …
– sesiniz az geliyor
– Merhaba İpek hanım
– bize süt gelmiş de (bik bik bik detay) müsaitseniz size bıraksın mı? Ben gelene kadar balkona filan koysanız olur.
– olur olur, yalnız biz de hazırlanıyoruz, babaannemi kaybettik, 8’deki uçağa yetişeceğiz.
– AAAA başınız sağolsun, bir de bununla uğraşmayın boşverin. Ben adama söylerim pazartesi getirsin.
– yok olur mu oyle sey getirsin, ben çıkmamıza yakın kapının kenarına koyarım,buradan alırsınız
– (olurdu olmazdı epeyce küşümlendikten, taziye verdikten ve gerekli organizasyonları öğrendikten sonra ) peki tamam, sağolun,
************
-alo Ali bey.
– ben sizin sütü oniki numaraya biraktım
– ne? nasıl? oniki numara kim ben tanımıyorum ki? niye oraya bıraktınız????
– valla komşunuz işte, bıraktım. Dolaba koyacak
– of Ali bey, peki teşekkürler
************
– İpek kahven soğudu
– Tamam bacım şimdi geliyorum, işler karıştı
– Mutfakta yerde oturma geç küçük odadan konuş
– yok yok iyi böyle.. geliyorum şimdi. kusura bakmayın
************
– alo Nilüfer hanım,sütçü 12 numaraya bırakmış, oradan alacağız, gerek kalmadı
– aa hiç olur mu? Levent koş 12 numaraya bırakmışlar git al gel.
– Aman Levent beye de zahmet olacak, kalsın 12 numarada ben alırım gelince…
– yok,tamam indi Levent. Siz tasalanmayın
– (oyy bu kadar işinin arasında kadına çıkardığım eziyete bak küşümü artık dorukta) peki sağolun
——————————————————-
Öğleden sonra dört. Nilüfer hanımın kapısını çaldım, çocuk açtı. “ya sizin sütünüz varmış. biz onu TÜP anladık, babam tüp alacağım diye gitti komşuya.. süt çıktı”
– TÜP?!?!?!? yaa evet, olur öyle yanlış anlaşıldı herhalde, neyse başınız sağolsun, konuşuruz sonra..
Özet: Önce “yaran yanlış anlaşılmalar” sonra “süt kısmetse dokuz urgan engel olamaz” gibi iki özet düşündüm ama yok özet mözet. Bu kadar.
ayyhhh amma süt macerası be!
Filed under alışveriş işleri, iştahlı işler, severim paylasirim
Süt şahane bir şey.. Hele Sek Günlük Süt
Sütü gerçekten severim. Sütümü soğuk severim. Glok glok glok içerim. Küçükken, bize her gün süt getiren bir sütçümüz vardı. Ahmet Ağa. Atla gelirdi. Ama şahane bir at. Doru. Ahmet Ağa da, ezik bir sütçü değil, resmen atlı bir süt prensiydi. Yaşlı bir prens, ama gene de prens yani. O zamanlar atla gezebilmek için sanırım, “büyüyünce sütçü olacağım” derdim. Sonra geçti.
İnek sütü inek yavruları içindir, insanlara yaramaz, gaz yapar vb vb laflarına hiç kulak asmadım. Bu kadar lezzetli ve doyurucu bir şeyi, hem de bir sürü tatlının hammaddesini alışveriş listemden çıkaracak değilim.
Kutu sütün tadı bence günlük sütten iyiydi uzun zaman. Günlük sütün derdi, kaynatmak zorunda olmak. Kaymağı çıkar, taşar ocağı batırır… saklaması bir dert.. Ama daha besleyici, o kesin. gene de, yağı üzerinde birikmeyen, (malum sütün çoğu su. yağ da sudan ayrışır… eğğ) homojenize ve kutulu market sütünü tercih ederim, ne yalan söyleyeyim.
Sonra çocuklar doğunca cam şişede satılan günlük sek sütten almaya başladık bulduğumuz yerden. Bu da bakkalda filan oluyor en cok. e ben market müşterisiyim. Sütü al, şişesi başına kalsın.. O da ne ekonomik ne de çevreci.. Kutu sütten çok daha az dayanıyor hem de.
Plastik şişede de çıktı bunlardan. Günlük süt ama. Amerikan filmlerindeki gibi kulpuna yapışıp kafama dikmişliğim çoktur. Marketin ortasında bile. Harbi süt delisiyim sanırım. Kemiklerim güçlü, dişlerim sağlamdır. Sütteki kalsiyuma inanıyorum, ama tadına daha çok inanıyorum.
Sonraaa, SEK yarı plastik yarı kompozit ambalajlı “uzun ömürlü günlük süt”ü piyasaya verdi. İşte benim miladım. Oh canıma değsin. Kompozit kutuların plastik kapakları hep dert oldu bizde, bana mı denk geliyor yoksa gerçekten mi entipüften yapıyorlar bilmem, sıklıkla şunu yaşadık:
Vidalı kapaklar bir derece, ama niyeyse insanda bir marka bağımlılığı oluşuyor..
her neyse, Sek bunu da halletmiş.
Ucundan tutup yukarı doğru çekince kendiliğinden çözülüp açılıyor. Vidalı kapağın içinde sütü taze tutan şey bu işte. :) Nefis fikir.
Hemen hemen ilk çıktığından beri Sek günlük süt alışverişte her hafta sepete girdi. şimdi son modeli favorimiz. 200 ml’lik mini ambalaj.
Kızım özellikle bu Mööye hasta. İster kafasına dikiyor, isterse pipet daldırıp hüpletiyor. O saçma kakao aromalı sütlere elveda. yaşasın sade,soğuk, günlük süt.
Üzerine isim yazılma fikri de hoş olmuş. Gerçi yazma süresinden daha kısa sürede lıkırdatılabilen bir şey ama..
Bir Fikri Mühim olarak, Sek Günlük Süt’ü şiddettle öneririm.
Filed under alışveriş işleri, çocuk, iştahlı işler, saglik, severim paylasirim