Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde yaşlı bir karı koca varmış. Evlerinden hiç kavga dövüş sesi gelmezmiş, civardaki komşular da gün aşırı kendi evlerinde kopan patırtıdan utanırlarmış.
Bir gün genç bir gelin akıl almaya, fikir sormaya, işin sırrına ermeye karar vermiş ve teyzenin kapısını çalmış. Kahveler içilmiş, kızcağız utana sıkıla :
– Ben de uzun ve mutlu bir evlilik yapmak istiyorum, bunun gizi, gizemi nedir teyzem? demiş, çıkarmış ağzındaki baklayı.
Gülmüş teyze.
– Kızım, amcanla yeni evlendiğimizde bana bir şey söyledi: “Bak hanım, benim bir huyum vardır. O gün neşem yerindeyse kasketimi arkaya iterim; ama yoook, işim ters gittiyse, keyfim yoksa kasketimi alnıma yıkarım. Baktın kafam önümde eve geliyorum, amman ha, aman diyeyim bana karşı çıkma, fena yaparım.”
– Eee sen ne dedin?
– Ben de dedim ki: “Benim de bir huyum vardır, o gün günüm iyi geçtiyse kuşağımın düğümünü arkamdan bağlarım fakat moralim bozuksa, derdim varsa kuşağımı önden bağlarım. Eve geldin de kuşağı önde gördün müü, benden uzak dur. Ağzını bile açma, kalbini kırarım”
– Allah Allah, eee??
– Eeesi meesi bu. Her gün pencerede beklerim beyimi. Baktım kasketi alınını örtmüyor, keyfi yerinde, bağlarım kuşağı arkamdan. Güle söyleye karşılarım. Baktım ki yıkmış kasketin siperini alnına, bağlarım kuşağı önden. O astıkça suratını ben iki kat asarım. Sessizlikle geçer o gün. Yoksa, birbirimize sataşırsak kavga çıkar. Eğer sır dersen, sırrımız bu güzel kızım.
demiş. Yemişler içmişler, öte yana geçmişler.
Sözün özü, evde hırgürü kesen şey, eşlerin uyumudur. İşin çoğu da kadına düşer.
“Bana benden olur her ne olursa, başım rahat eder dilim durursa” demiş rivayete göre Yunus Emre. “İki dinle bir söyle” demiş atalar.
bayıldım bayıldım
BeğenBeğen
Geri bildirim: Anneannemden Masallar -iv- Arifin Tarifi | A Blog Daire 6