Ama internet çeker.
Düşünün.. Uzak. En uzak. Issızlığın ortası. Allah’ın dağı. Örneğin gidenin gelmediği Yemen. Neresi biliyor musunuz? İki tıka bakar. Yemen arap yarımadasının dibi. Afrikaya bitişik. Dünyada oradan daha uzak daha ıssız yerler var. Ve her yer bir iki tıkla elinde. Bugün heryere en uzak noktada elinde akıllı telefonun varsa ulaşabileceğin bilgi, on yıl önce ABD başkanının ulaşabileceği bilgiden kat kat fazla. İnternet muazzam bir şey.
Şu meşhur yazımın ilk, ikinci, üçüncü bölümlerini okuyanlar için son bölümü yazıyorum. Elim deymedi bir türlü ama kısmet bu güneymiş. Bu günün önemi ne? Bugün Mark Zuck bir açıklama yaptı. Güney Afrika’da yerel telefon operatörü ile beraber internet.org temel hizmetlerini ücretsiz olarak sunmaya başladı. 2016’dan itibaren de Güney Afrika’da tilkinin bakır s.çtığı yerlere internet götürebilmek için gerekli uydu yatırımı da yapılmış. Geliştiricilere ücretsiz olarak sunulan gereçleri de araya sıkıştırmış. Vebe vebe gerisini merak ediyorsanız adamın kendi facebook hesabı var, çocuğu doğmadan gidin bakın.
İnternet yeni güç. Başında olabilmek için google da çırpınmakta.
Konferansta öğrendiklerimi artık not ede ede bir hal oldum. Önce cep telefonuna yazıyordum. iyi hoş da şarj marj dayanmadı. Babadan kalma yöntemlere geri dönerek ajandayı çıkardım.
Yazı uzun olacak, sindire sindire okumanız dileğiyle..
—————-
Yeni nesil öğrenme sisteminde içerik ve veri çok önemli. Uyarlanabilirlik de. Eskiden (şu an bizde kullanılan) sistem aynı klasik Türk annesi metodu. Elinde çatal, çatala takılı köfte, çocuğun ardından koşmaca.. “Aç evladım ağzını”. Bu hem beslenme yöntemi olarak hem de eğitim yöntemi olarak yanlış. Olması gereken, evrilmiş halinde çocuk kendi isteğiyle oturacak sofraya. Temel bir eğitimden sonra (okuma yazma ve temel matematik) geri kalanı kendisi saptayacak. “Şu konuyu öğrenmeye geldim” diye oturacak sıraya. “Coğrafya” yalayıp yutmak istiyorum çok açım.. “Fen” tam benim konum ne işim olur edebiyatla? “Divan edebiyatı” öğrenmem lazım, rasyonel sayılar benimle ne alaka?
“Ben yemek pişirmek aşçı olmak istiyorum” ol buyur.. Uyarlıyoruz eğitimi. Tam da bu kısımda teknoloji giriyor devreye. Öğretmen bir maestro sınıfta. Kimseye ne çalacağını öğretmiyor. Ama iyice dinleyip ne zaman nerede çalacağına dair işaretler veriyor. Öğrenci okula sosyalleşmeye, ödev almaya, konusunu tartışmaya geliyor. Çalışmasını internette evinde yapıyor.
Başka? Bugün 12 yaşında olanlar erişkin olduklarında çalışacakları işler mesleklerin %60’ının şu anda var olmadığı öngörülüyor. Fotoğraf tab eden amcalar nalbantlardan da hızlı ortadan kalkmadı mı.? Sosyal medya uzmanlığı var mıydı on yıl önce??
*-*-*-
Yeni bir iş kurmak mı istiyorsun? Önce dinle, gözlemle.. Mutlaka birileri bir eksiklik görüyordur hayat içinde. O eksiği saptayıp üzerine git. Nasılını düşün. İşte bu inovasyon dedikleri şey. Bakın Turkcell GELEN TALEP ÜZERİNE kendi çalışanları için tatil organizasyonu yapmaya bir masa bir telefon bir de eleman koymuş bir köşeye. Çalışanlar aynı zamanda tatile çıkıyorlar benzer otellere gittiğinden, bu arkadaş uçak biletinden otele toplu alım, indirim imkanı oluşturabiliyordu. İş ertesi sene kendi başına bir departman oldu. O tek masalık şirketi Turkcell kocaman bir işletme olarak yakın zamanda iyi paraya da sattı. bavul.com’un nasıl doğduğunu okudunuz.
*-*–*-*-
Başka? Bugün ortaokulda olan bir kızım var. Yazılılara girip çıkıyor. Bakıyorsun yazılı 70 gelmiş. Yani konuların %30’unu öğrenmemiş. E ne oluyor, öğretmen o konulara geri mi dönüyor? Yoo müfredata göre ilerlemeye devam ediyor. Bilinmeyenlere bilinmeyenler ekleniyor. Konular öğrenilmiyor, yazılıdan sonra unutulmak üzere ezberleniyor.
Oysa bilgisayarlı internetli eğitimde algoritma hangi konularda eksiği olduğu, neyi çözemediğini saptıyor. O konuyu temizleyene kadar ilerlemiyor ve zaman zaman geri dönerek tam öğrenmeyi garantiliyor.
(bitiremedim bir turlü yayına verdim gitti ay)