Son bir haftadır hiç almadığım kadar çok sms ve mail almaya başladım. Çeşitli firmalar rica minnet bilgilerimi güncellememi dilemekteydiler. Bazısı açıkça “izin veriyorsanız “ONAY” yazıp xxx’e gönderin” yazarken, bazısı “şuraya tıklayın da size çekilişle at verecez araba verecez” diye lafı dolandırıp gargaraya getirmekteydiler.
Hiç birinden hoşlanmadığım için hiç birini de onaylamadım. Kendiliklerinden kesilecekler ve kurtulacağım yakında. Bir de bakarım ki ne göreyim? Yesyeni bir yasa çıkmış.
—-komprime bilgi—
a) CRM denilen, Customer Relationship Management yani müşteri ilişkileri yönetimi diye bir sistem var ve aklıbaşında bir firmaysan bu senin için altın değerinde bilgi demek. Ticari başarın müşterinin alışveriş alışkanlıklarını ölçümleyip öngörmekte yatmakta. Bu bağlamda her biri birer kart dağıtıyor, her türlü bilginizi alıp depoladıktan gayrı, ne sıklıkla hangi ürünü satın aldığınızı, satın alırken nakit mi kartla mı ödediğinizi ve şu anda tembellikten yazmak istemediğim bir çok şeyinizi kayıt altına alıp, istatistiklendiriyor, bölge/yaş/cinsiyet/yaşam şartları ve daha bilmem nelere göre gayet bilimsel olarak sınıflandırıp bir sonraki alışverişiniz için ne halt edeceğinizi öngörüyor buna göre promosyonlar hazırlayıp sunuyorlar. Sizin çıkarınıza olanı da var ama esasen olay firmanın çıkarını kollayan bir sistem. İnciğinizi cinciğinizi biliyorlar yani. O kartları alırken attığınız imzada da size her türlü bilgiyi ulaştırabilmeleri, indirim mindirim vermeleri (ve minnacık yazılarla da bu bilgilerinizi dilediklerine diledikleri zaman ve paraya satmaları) konusunda izin vermiş oluyorsunuz.. Dikkat edin, kendi elinizle çok değerli bilgiyi toka etmenizin yanı sıra bu bilgiyi cayır cayır satmalarına ve üzerinizden paralar kazanmalarına da vesile oluyorsunuz..
b) Bu yüzden bugün su siparişi vermek için bir sucuyu arayıp abonesi olduğunuzda; hakkınızda biriktirdiği bilgilerle ertesi gününden başlayarak civardaki elli ayrı mağazadır dersanedir kebapçıdır size smsler yağdırmalarına da sebep oluyorsunuz ve bireeeer birer kendinizi kayıtlardan sildirmeye cebelleşseniz de ertesi günü başka bir kaynaktan sizi tekrar ele geçirmelerine mani olamıyorsunuz. İnsaflı bir firmaysa centilmen gibi siliyor bilgileri bir daha mesaj gelmiyor. Manyak biri ise sizin sıtkınızın sıyrılması, halı yıkamacının yahut estetik firmasının bilgisayar programının sizinle otomatik mesajlaşmaya karar verip gecenin onbirbuçuğunda sarhoş eski sevgili kıvamında mesaj atıp uykunuzdan hoplatması, tansiyonunuzu zıplatması durumlarında yapacak bir şey yok…
Dijitürkçülerden, sigorta satıcılarından, sahte indirimler tanımlayan adını bilmediğim hastanelerden, dini ya da cinsel ürün pazarlayan acubelerden bezdim ki o kadar olur.
c) Yurtdışında bu işler nasıl işler diye soracak olursanız taa 1981’de Avrupa Topluluğu bir sözleşme yapmış. Adı “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması” ve numarası da 108. Biz dahil herkes de onaylamış. Bizden başka herkes uygulamakta. :( Kaba bir hesapla vatandaşı mal değil de insan yerine koyana kadar 2015-1981 = 34 yıldır zaten alınmadık, kaydedilmedik bi bilgimiz kalmamıştır ya, hadi neyse…
d) Sağlıkla ilgili her bilginizin SGK tarafından toplanıp kaydedilip değerlendirildiğini hatta belki de… biliyorsunuz değil mi? Kime ne benim gözümde arpacık çıktıysa? Yok olmaz.. Aldığım ilacın kaydı kuydu var, ben kredi kartını cüzdanıma koymadan nereden hangi ilacı almışım, dosyama şıp diye eklenmiş oluyor…
—özetin sonu—
Haçan buna birisi daha sinir olmuş olmalı ki, yasamız hazır ve nazır. Artık izin almadan bilgi toplamak, kullanmak,mesaj atmak ne bileyim gecenin köründe kapıya dayanmak yok. Ben izin vermezsem başkasına bilgilerimi vermek de yok. Deli gibi cezası var. O yüzden haldır haldır herkes izin alma ve alınmış izinleri tazeleme telaşına düştü. Bir kibarlar, bir nazikler, bir cicili bicililer ki o kadar olur…izin veriveresi geliyor insanın.. :P yok be ne izin vereceğim?!?!
Bakınız kitapyurdu namusuyla izin istemiş, açık seçik, lafı dolandırmadan, kandırmadan.. İzin? Vermem mi… :))
29/04/2015 editi: çakal olanları “bu maili alışınızdan itibaren 3 gün içinde şuraya tıklayıp üyelikten ayrılmazsanız zımnen kabul etmiş sayılırsınız” yazmış ya? Yuh.
IDO’nun verdiği feragatname metni şu, bu arada:
İDO formunu doldururken veya bilet alımı sırasında paylaştığınız; adınız, soyadınız, adresiniz, telefon numaralarınız, e-posta adresleriniz, kimlik bilgileriniz, bilet ve seyahatleriniz gibi kişisel bilgilerinizi toplayabilir. Toplanan bu bilgiler sizlere daha iyi hizmet, ürün ve seçim olanakları sunabilmek; web sitemizi düzenlemek; İDO hesabınızla ilgili işlemlerinizi düzenlemek; veri tabanı oluşturularak seferler, hizmetler, ürünler, kampanyalar ve promosyonlar için rapor analiz doğrulama ve istatistiki bilgiler oluşturmak, işlemek ve gizlilik koşullarına uymak kaydı ile bunları uzmanlar ile paylaşmak; İDO yahut işbirliği yaptığı şirketler ve ortaklar ile sunulan promosyon, kampanya, tanıtım, pazarlama ve diğer fırsatlardan haberdar olmanızı sağlamak, bu doğrultuda İDO ya da işbirliği yaptığı şirketler tarafından e-posta, sms ve telefon ile sizlerle irtibat kurmak amacı ile kullanılabilir. İDO kişisel bilgilerinizi yukarıda belirtilen amaçlar için belirtilen usuller ile hizmet aldığı diğer şirketler ve/veya yasal zorunluluk halinde adli ve idari makamlar ile paylaşabilir.
SONUÇ:
Burada iki adet “trick” var. Birincisi, her bir firma o bilgileri canı pahasına saklamak zorunda, ve siz istediğiniz an silmek durumunda…
Tavsiye: hiç bir okumadan imzalamayın, onay filan vermeyin. Her bilginizi ortalığa saçmayın. Hazır bir tazeleme fırsatı var, kullanın. Henüz verilmiş izinlerin iptalini sağlamanın yordamını anlayamadım, onu da bulursam yazarım beraberce sessizliğin keyfini süreriz.
sıkılmadım biraz daha olsa da okusam diyenler için :
ara:
Kişisel Verilerin Korunması Kanun Taslağı
ve