Sigarayı Bırakamam… Sigarayı Seviyorum…

Doktor kafasını önündeki tahlil sonuçlarından kaldırıp, sana ” kötü bir haberim var” dese…
“üç aylık ömrünüz kalmış, ileri evre kansersiniz… tipik olarak sigara içenlerde ya da tütün dumanına maruz kalanlarda rastlanan bir kanser bu.
malesef, üç ayınız var. O da en iyi ihtimalle. Fırsatınız varken sevdiklerinizle vedalaşın, son olarak seyretmek istediğiniz film filan varsa seyredin, zamanınızı güzel değerlendirin, moralinizi bozmayın..” dese…
minicik, öpmelere doyamadığın çocuğunun babasız, boynu bükük büyüyeceği, belki de bir başkasına “baba” diyeceği dank edecek kafana..
Camide, musalla taşının üzerindeyken, annenin tabutuna örtülen duvağa kapanıp “yavruuum” diye ağlayacağını anlayacaksın..

yaşamaya doymadan mezarlığın birinde bir tümseğin altına atıp gidecekler seni.
çar çur olmuş hayatından geriye bir şey kalmadığını, almak istediklerini, daha yapmak istediklerini, evini, işini, doğmamış çocuklarını, olmayan geleceğini, bütün hayallerini, bütün sevdiklerini, saf saf zamanın varmış gibi yaptığın planlarını düşüneceksin birer birer.

kaçınılmazı önce inkar edeceksin, bir yanlışlık var sanacaksın.  “falanca da doksanbeş yaşına kadar sigara içti, öksürmedi bile, turp gibiydi” , “filancaya da kötü hastalık demiş doktorlar, ceviz yedi hergün, birşeyciği kalmadı” diyenlere umut bağlayacaksın, “yok canım, bana bir şey olmaz” diyeceksin..

sonra, öfkeleneceksin.. daha yaşın ne başın ne, bir dolu ihtiyar varken, sapıklar, katiller onca kötü insan dururken senin kadar iyi birine denk gelmez ki bu hastalık? haksızlık bu. sen çok iyi bir insansın, olmaz ki..

pazarlık edeceksin..”Lütfen iyileşeyim Allah’ım.. söz her gün oruç tutacağım, fakirleri doyuracağım, beş vakit namaz kılacağım, annemi üzmeyeceğim, çocuğuma çok iyi örnek olacağım…”

giderek kötüleşecek, giderek daha da dayanılmaz ağrılara katlanamaz olacak, üç ayı bile bulmadan o pis kokulu, loş hastane odalarından birinde, sondalarla, serumlarla, sürünerek günlerce can cekişecek ve son nefesini gencecik yaşında vereceksin.
herkes üzülecek evet, ama herkes, “o kadar da -içme şu zıkkımı- dediydik” diyecek.

sanma ki varlığın, hayattakiler için önemli, emin ol çok değil, bir sene sonra tamamen unutulacaksın. hiç kimse seni hatırlamayacak. yok olacaksın…
bir kez daha gün doğumunu göremeyeceğini anlayacaksın son gecende.. çok ağlayacaksın, çok pişman olacaksın, her şey silinecek gözünden. “bir şansım daha olsa, beş yıl, on yıl önce bırakırdım sigarayı” diye tövbeler yeminler edeceksin.

işte tam o an, duaların kabul olacak; on yıl önceye dönecek, bu yazıyı okuduğun saniyeye uyanacaksın birden bire. Şöyle bir irkilecek, “hayırdır inşallah, rüya mıydı?” diyeceksin.

*-*-*

Rüya değil.

Sigarayı bırak, bu saniye bırak.

On yıl sonraki sen, sana yalvarıyor, duyuyor musun????

A

B

C

5 Yorum

Filed under ben yazdım, saglik

5 responses to “Sigarayı Bırakamam… Sigarayı Seviyorum…

  1. çooookkkk guzel…. içimiyorum içmedim içirtmem de…

    Beğen

    • içtim. bıraktım. içirmiyorum artık. içene de hoşgörü göstermiyorum. sigara bir keyif değil eroin gibi bir bağımlılıktır.

      Beğen

      • Ahmet

        bırakalı 32 gğn oldu.gelecekteki benin sesini dinledim.sigara isteklerim ne zaman tamamen biter diye araştırma yapıyorum.bırakırım istediğim zaman diyenlere eroin bağımlılığı hafif gelir diyorum bende..bir daha mı? asla başlamayacağıma eminim

        Beğen

Yorum bırakın