Annemin böbreğinde taş vardı. Hemen hiç su içmez, çişini tutar.. boğa inadı.
Büyümüş, fasülye kadar olmuş, kanalı da tıkamış; sancısı bulantı ve baygınlığa varınca doktoru “ameliyat” dedi.

Ultrasonda tek gözüken taş tomografide 3’e çıktı. Doktordan doktora, cihazdan cihaza fark var arkadaşlar. Teknoloji güzel şey.
Taş ya sesle kırılıyor, ya dışardan ameliyat ediliyor, ya da alttan, (üretra) kanaldan kamerayla girip lazerle traşlanıyor.
Hastanın ve taşın durumuna göre karara varılıyor. Belden (spinal) ya da genel anestezi olabiliyor.
Öyle üroloğun “benim de başımdan geçti, endişelenmeyin” dediği kadar kolay, ‘iki tıktık bi fıkfık’ bir işlem değil. Operasyon 1.5 saat sürmüş, hasta odaya 3 saatte geri geldi.
Hasta çok üşüyerek anesteziyi atlattıktan sonra, iştahsız ve sancılı bir süreç başladı.
Sonda takılıyor ve en azından tuvalete getir götür olmuyor ama sondaya da kan doluyor. Sondadaki kan temizlenene, renk açık sarı olana kadar bol su içip gezinmesi gerekiyor. Kırılan parçalar da o şekilde atılmış oluyor. Su içiremediğimiz için, ya da “yeterince” içmediğinden, serum desteği verildi 24 saat. Ertesi gün sonda çıktı. Enfeksiyon gelişti biraz da onuna uğraştıktan sonra 3. gün hastayı eve teslim ettik.
Ameliyat niyeti olanlara bilgi:
Kolsuz ya da kısa kollu gecelik. (damar yolu/tansiyon sürekli kol lazım)
Kalın çorap, bir bere . (anestezi sonrası yüzü gözü buz gibi oluyor insanın, çabuk ısınması için)
Yedek çamaşır ve üst x2 (hesapta olmayan bir uzama oldu yatışta, yedeğin yedeği lazım) Kirli çamaşır poşeti.
Kettle. Fincan. Çay kahve. Tepsi. (Bulaşık yıkanıyor er geç) Islak havlu. Kağıt havlu. Kolay giyilen kaymaz terlik. Çöp poşeti. Pipet. (Yatan hastaya su içermek çok zor. Biberon filan düşündüm)
Şarj aleti. Hatta üçlü priz. Kullandığınız ilaçlar. Diş fırçası.
Sırt çantasından ziyade kabin valizi alın yanınıza. Asma kilitli olanından hatta.