Şu koca dünyada bin bir çeşit sorun var. Kaderler kara ve insanlar malesef “default” olarak zalim. Üç beş tane iyi insanız ama yetmiyor.
Bir derdin varsa açmayacaksın kimselere.
Ya “o da bir şey mi” deyip kendi derdini anlatıyor.
Ya, “vah vah” deyip içinden “oh olsun” çekiyor.
En kötüsü de, eve gidip “Allahım ne dertler var çok şükür halimize” diyenler.
Antep’te bir deyim vardır.. Eldeki yara duvar deliği..
Daha bilineni: el elin eşeğini türkü çığırarak arar. Çünkü dost diye nicesine sarılsan da senin sadık yarin kara topraktır.
Nasıl mıyım? Nasılım öyle mi?
Çook şükür gayet iyiyim canım. Sen nasılsın?
Eldeki yara duvar deliği ne demek yahu? Bağlamdan da çıkaramadım. (Küçük bebe var, yazıları biriktirdim, en geriden okumaya başladım evet :) )
BeğenBeğen
Sekerim..
ha baskasinin vucudunda yarasi ha duvarda bir delik. Senin icin acı macı yok. Elalemin acısına kayitsiz kalmak. El elin nesine, gülerek gider yasına..
Oyle yani.
BeğenBeğen
”halimize şükürler olsun” lafını oldum olası sevemedim. başkasını derdine ‘iyi ki ben o durumda değilim’ demek hiç de doğru gelmiyor.
BeğenBeğen