Allah herkesinkine uzun ömürler versin, annelerin hakkı ödenmez. Şu yazıyı yazdığım sırada benimkisi uçmakta mesela :)) Anlaşamadığımız bir çok konu olsa da, birbirimizin en iyi desteğiyiz. En güzel gülmeleri beraber yaşadık. En zor günleri beraber atlattık. Hayat ne zaman bir huni gibi giderek daralsa, ışığı hep annem gösterdi.
Blogun değilse bile wordpress’e geçişimin 4. yılı dolmuş. WP beni kutladı; ben de siz okurlarımı tebrik eder, bu özel güne ait yazıyı da anneme teşekküre adarım.
Benim bu kadar delişmen, özgür ve sözünün eri olmamı sağlayan (karakterim, Koç’luğum bir yana) annemdir. Anlatmışımdır belki; ben 5 yaşındayken, bana bir etek alınması lazım, babamdan bir etek parası alınmış, çarşıya çıkmışız.
O arada ben çok güzel, kırmızı bir üç tekerlekli bisiklet görmüşüm. Anneme etek yerine onu almayı önermişim. Para yeterli.. Etek kalmış, annem bisikletimi almış. O sene bir etek eksik gezdim belki ama hala bisiklet tepesinde geziyorum. O gün “hayır, etek alacağım!” deseydin ben bugün bunu yazmayacaktım anne, teşekkürler.
Ölüm kalım meselesi ya da disiplin dışı değilse çocuğun isteğini yerine getirmeye çalışırım. Bizde ırsi. :))) Dünyadaki görevimiz sadece ve sadece çocuğumuzu iyi ve doğru yetiştirmek, mutlu ve huzurlu bir erişkine evirmek. Gerisi boş.
*-*-*-*-*
Benim annem herkesin annesinden farklıdır bir kere.
Çok inatçıdır. Kafasına koydu mu yapar. “Olmaz”ı yoktur. Kırk yaşından sonra Avon temsilcisi olarak başladığı hobiyi, Avon Bölge Satış Sorumluluğundan emekli olarak tamamladı. İdolümdür.
Çok eğlencelidir. Mesela bir hazine avı vardır. Küçük küçük kağıtlara notlar yazar. evin değişik yerlerine gizler. Okuldan eve gelince bir ip tutuşturur elime, ipin ucunda ilk kağıt: “Buzdolabına bak!”
Av başlar, buzdolabından oturma odası halısının altına, oradan banyoda sabunun kenarına, oradan kimbilir nereye gezer notları ve en son notun yanındaki sürprizi ararım. (Oryantiring-Orienteering merakımızın ilk adımı)
Geçen cuma güzel yeğenim bizim misafirimizken, aklıma geldi, üç çocuğa hazine avı yaptırmaya karar verdim. Devir eski devir değil tabii, elimizde akıllı telefon var.
24 pare detay fotoğraf çektim evin her yerinden. Whatsapp’la ellerindeki akıllı telefonlara gönderdim. İlgili şeyin resmin çekip geri yollayan bir sonraki resmi heyecanla bekledi.
En az bir saat eğlendik. Ummadık taş yine baş yardı, minik yeğenim iki çocuğumun kendi evlerinde bulamadıkları detayı şak diye buldu!
Birincisi, çocuklarla eğienmek için güzel bir faaliyet, öneririm.
İkincisi, ana gibi yar olmaaaz!!
Üçüncüsü : en güzeli anne olmak o da ayrı.
Burada sözlerime Allah isteyene versin, kem gözlerden saklasın, cümlemizin evlatlarını bizlere bağışlasın, aramızda olmayan annelere de rahmet eylesin diyerek son veriyorum.. Gidip şu uçağı karşılayayım bakalım.
Kendimi annenin yerine koydum, okuyunca bu yazıyı neler hissedecek onu düşündüm. Bir evladın annesine verebileceği en güzel şeyi vermişsin, tabi önce almışsın…çok hoş…
BeğenBeğen
Teşekkür ederim bacım, kısa bir süre sonra D’ da seninle ilgili neler neler yazacak ben de onu düşündüm… :))
BeğenBeğen
İnşallah kızım da benden böyle bahseder.Tehlikeli değilse ben de çocuğumun isteğini yapıyorum.Bazı satırları ben yazmışım gibi hissettim.Kızım biraz büyüse de şu hazina oyununu oynasak:)
Sevgiler..
BeğenBeğen
:))))))
dünyada en çok kavga dövüş ettiğim insan da annemdir bak. O tarafları yazmadım ama bil yani… hep böyle tatlı değilizdir. O bana çok karışır ben onu çok zorlarım, bazen günlerce konuşmayız. :((((
BeğenBeğen
Tanıdığım en özel “kadın”lardan birisinin :) eee bütün güzellikler anneden geçermiş zaten😁 öpüyorum seni ve annenin güzel ellerini😘
BeğenBeğen
Bilmukabele… biz de seni öperiz Can arkadaşım…
BeğenBeğen
İpek harikasın sen ya::)))değerli kişiliğin herşeye bir anlam katıyor, annenin de ellerinden öpmek isterdim::)))
BeğenBeğen
Çok zarifsin, sağol canım…
BeğenBeğen