Bir süredir dikkatimi çeken bir şey bu.. Eskiden, benim zamanımda yani, çizgi filmler aşağı yukarı iki çeşitti. Birisi Taş Devri gibi bir aile filmiyken bir türü de Candy gibi tek basina bir cocugun maceralarini anlatirdi. Bi de Tarzan, He-Man gibi fantastik şeyler vardı, unutmayayım…
Şimdilerde her yaş grubuna hitap eden ayrı çizgi filmler var. 0-2 yaşın çizgi filmini 3 yaşındakiler sevmiyor. Nasıl bir piyasa araştırması, kitlesel veri analizi yaptilarsa artık… Sırf yaş gruplarına özel TV kanalları var ya!!
Bu yeni çizgi filmler yaşa ve cinsiyete odaklı, çocuğun kendisini bir şekilde özdeşleştirmesini sağlıyor. Başarısı hangi ülkeden olursa olsun her çocukta aynı oluyor. Sonra gelsin o karakterin t-shirtleri, ayakkabıları, çorapları, tokaları, nevresim takımları, oyuncakları, saatleri, çantaları, kırtasiye malzemeleri vb vb…. Piyasa doyar gibi oldu mu, ikinci jenerasyon geliyor. Işıklısı, renklisi bilmemnelisi.. takip etmeye imkan ihtimal yok.
İlkokul bir iki seviyesinde erkek çocuklar BenTen yeşili ve siyahına bulanmış durumdalar.
Kızlar Hello Kitty/Winx’le başlayıp Barbie pembesine ulaşıyorlar.
Biraz yaşını başını almış ilkokullu oğlanlar bakugan delisi. ne türlü çeşitli özellikleri var… deli gibi biriktiriyorlar. bunlarin atasi da Pokemon şeysileri zaten.. Fekat bu bakuganlar da tam mühendislik harikasi, insanın oglu olmasa bile kendisine bir iki tane alası geliyor.
E bu bakugan bu kadar tuttu ama satilabilecek miktarin sadece yarisini satabiliyorlar. Kizlar almiyor. Kâr edemiyorlar yeterince.
– Ne yapsak ne yapsak???
+Bakuganları biraz süsleyip renklendirelim??
– Aa süper fikir kanka… Gelsin paracıklar….
Kızlara da Zoobles çıkarmışlar tam olmuş.
Koşun kızlar aman kaçırmayın, yüzlerce çeşidi var hepsini alın, aldırın, arkadaşlarınıza gösteriş yapın….
Geçen sene kapış kapış aldığınız Minişlerinizin yanına koyarsınız. Kapitalizmi öğrenirsiniz hem..
:((
bir de şunu düşünelim.. neden bizim kendimize özgü kahramanımız yok? Karagöz Hacıvat, Keloğlan ve Nasreddin Hoca şimdiki nesillerin gözünde feci şekilde dandik kalıyor. Ondan sonra da kendimize ne sözlü, ne yazılı edebiyatta ne de çizgi kahramanlar dünyasında pek bir şey üretememişiz.
Özeniyorum vallahi. Şu meşhur Ayşegül serisine mesela. Pıtırcık’a.
Bir ton yazarimiz var. Herkes yazabilir. (ben yazıyorum işte..) Birileri yazsın. Çizsin.. Çocuklar kapış kapış alıp okusun…
nasıl olsa da olsa.. Milli bir cocuk kitabı kahramanımız olsun istiyorum. (O saçma Sizinkiler serisini bu olaya kesinlikle dahil etmem ona göre.)
Çok güzel olurdu.
BeğenBeğen