itiraf.bom -vi- Rezil olmak aslında hiç de olmamak

Geçenlerde starbaksa gittik. Masa beğendim. Masa üzerinde bir önceki müşterilerden kalanları kaldırıp tezgaha taşıdım. Masama döndüm, montumu çıkarmadan önce cebimden tatlandırıcımı çıkaracağım, sen cebimdeykene kapağı açıl , dışarı çıkarırken “şaarrrr” diye masayı ve dört bir yanı kanderele buladım.

Hemen gözünüzü bulandırın.. BLUR olayı. Flash-Back. Yirmi yıl önceye gidelim. Ben o zamanlar bir Kontes’tim.

Bi defa, masa boş değilse “karsoonbieyy şurayı temizler misinizeya?” çığırtkanlarındandım.

Elime yapışır sanırdım. Adamların/kadınların canavar gibi akşama kadar didindiklerini, zaman zaman adam eksikliğinden her işe bakmak zorunda kaldıklarını bilmezdim.

Zaten merkezi, sevdiğim masada bardak mardak varsa, oraya oturmazdım, ücra ama boş masayı seçerdim. Hele ki yolda belde, avm’de yardıma ihtiyacı olduğu belli insanlara bir el vermek düşünülemezdi bile.

Yirmi yaşında ben, böyle janti bir yerde bişey döküp saçsam, “yer yarılsa da içine girsem” şekline dönüşür, kızarır bozarır, derhal mekanı terk eder, aylarca da bir daha gitmezdim. Herkesin bana baktığını, herkesin hiç unutmayacağını sanırdım.

Herkesin aldırmadığını zamanla öğrendim, daha ilerki zamanlarda, herkesin ne düşüneceğine önem vermenin toyluk olduğunu anladım. Zamanla ve çeşitli işlerde pişmenin faydasıyla, adam oldum. Resepsiyonda da çalıştım, restoranda da. Havaalanında da çalıştım, Halâskârgazi’de de.. O dönemlerde şansıma hep olgun, insan gibi insan patronlarım oldu. Bakarak biz de biraz cilalandık. Artık hemen her mekanda “keşke her müşterimiz sizin gibi olsa” diyorlar bana. Sırf tezgahın bu tarafında olduğu için evinde – çevresinde asla yapmayacağı şımarıklıkları, “parama geçer lafım” tavırlarını sergileyen tiplerden herkes usanmış durumda. Milletimiz kesinlikle hizmet personeli üretemiyor o bir gerçek, ancak biz müşteri olarak da berbatız.

Günümüze döndüm;  önce cebime dökülenleri avuç avuç ayıkladım, sonra masadakileri, hepsini tekrar kutuya doldurdum, o arada kahveler de geldi, keyfimize baktık.

Zamanında yaşadığım yüz kızartıcı (!) hezimetlerimi bilmek ister misiniz? Ama gerçekten ilk üçteki, yıldızlı rezillikler.. Şöyle bir hatırlayalım.

Üç numarada hiç hilafsız: Dondurma cubuğu

İki numara: Örümcek Kadının Öpücüğü

Bir numara: Takma Tırnak Vakası…

(onu sonra anlatırım keh keh)

 

 

Bu arada gereksiz bir biçimde geride kalan bu itirafın önü arkası da var :

İtiraf 1 2 3 4 5

4 Yorum

Filed under insan olmak, severim paylasirim

4 responses to “itiraf.bom -vi- Rezil olmak aslında hiç de olmamak

  1. turkan yanik

    ya gecenin üçü ,uyku yooook ! iyiki yazmışsın şu bloğu ,keyfim yerine geldi :) sağol varol İpeyk ;)

    Liked by 1 kişi

    • Keyfin daim olsun, daha ne yazılar yazcam ben.. Kırmızı parti sırada bekliyor..

      Sorma, uyku olmadığı gibi, film montajı yapıyorum bir yandan. Kahvaltı için yumurtaları da haşlayayım bari, nerdeyse ezan okuncak ya…

      Beğen

  2. Nurel

    Film montajı?

    Beğen

Yorum bırakın