İlkokulun en güzel zamanı, yepyeni defter ve kitapları kapladığın zamandır. Bana bunu babam öğretmişti, sonra da kendi kendime büyük bir zevkle yapmaya devam ettim.
Birçok kişiden de “ay en zoru da defterlerini/kitaplarını kaplamak” şikayeti geldi facebook’ta. Demek ki bu konuya girme vaktim gelmiş..
Ayrıca, hediye paketlemesi de benzer yöntemle yapıldığından, bir kere kavradın mı çok kolay ve kullanışlı bir beceridir kap kaplamak.. :)
Defterimiz, kap kağıdımız,makasımız ve en önemlisi selobantımız hazır. Yapışkan bantın özel bir adı var mı bilmiyorum, bizde selobant denir. Bant makinesi olursa daha iyi olur, yoksa, on parça bant kesip hazır edin bir yere..
Defter ölçüsünün iki katından da fazlası gerekiyor, kap kağıdını ölçerek kesin. hatta “iki kere ölç, bir kere biç” deyimini gözardı etmeyin.
kap kağıdını ikiye katlayarak defteri/kitabı üzerine yerleştirin, iki taraftan ne kadar katlanacağını işaretleyin. O katlama payı kadar kısım içe katlanacak.
Tekrar ikiye katlayıp katlama payı işaretine kadar kesin. Bu kesilen kısım orta çizgiden (kitabın kalınlığına bağlı olarak) bir santim kadar içerden başlamalı.
Katlama paylarını içeri katlayıp bantla yapıştırmayı öneririm. Yapıştırmasanız da sorun yok, elinizden kayarak biraz daha uğraştırır ama sonuç yine güzel olur..
Defterin sırtını orta çizgiye yasladık, her iki tarafı da teker teker olmak üzere, kenarları içe katlayıp yapıştırıyoruz.
Köşeleri içe katlıyoruz ama tam kenara kadar değil, birazcık kıvırma payı bırakmak lazım .
İki köşeyi de katladıktan sonra, üst kenarı tamamen içe kıvırıp önce ortasından bantlıyoruz,
Sonra köşe kulakçıkların her ikisini de bantla sabitliyoruz.
Ve bir taraf bitti. Defteri çevirip, öbür tarafta aynı işlemleri tekrarlıyoruz.
Eğer tek ortalı bir defterse, alt ve üst ortadan katlama payı kesmeye gerek yok. Kenarı bütünüyle içe katlayabilirsiniz.
Sabır gösterip biraz da özendiyseniz, şahane kaplanmış gayet tertipli kitaplarınız ve defterlerinizle başarılı bir öğretim yılı dilerim.
*-*-*-*
Alternatif olarak, ilk katı büyük boy takvimlerin arkasındaki kağıtla beyaz ya da her yerde kolayca bulunan kraft kağıtla kaplayıp, iki yüzüne sevdiğiniz resim ya da çıkartmaları yapıştırıp, en son da şeffaf ciltle kaplamak da gayet özgün ve dikkat çekici bir uygulamadır. Hiç kimsede olmayan, tamamen kendi zevkinize uygun bir defteriniz olur, üstelik de çok “cool” bi harekettir.
Son not: kızım “neden hazır kaplardan almadık?” dedi.
Nedeni şu: hazır kapların HİÇBİR özelliği yok… bu bir zevk ve emek işi, severek, sevdiğim kişi için hevesle yapıyorum ben kitaplarını kaplamayı. Kişisel dokunuş meselesi… Ve o da her eline alışında “annem yaptı” diyecek.. Buna paha biçilemez. O da kendi çocuğunun kitaplarını kaplarken “annemle biz yarım saatte on defter kaplardık, çok eğlenceliydi” diye hatırlayacak :))
aynen benim kitap kaplayışım bu:) ben de çok severim kitap kaplamayı. ama bu sene zor geldi, çünkü Tuna’nın kitapları gereğinden fazlaydı. zaten kaplamam 3 günümü aldı. gerçi hala bitmedi de kalanlar 2.dönem kullanılacak kitaplar. bu arada benim cadı hazır kap aldırdı kendine. hem kitaplara, hem defterlere. çünkü kendisi kaplamak istiyormuş hanım. ayrıca sıkılınca kaplarını da değiştirebilirmiş.
BeğenBeğen
hamfendi zorunu öğrensin, bilsin de, gerekirse yapmasın…
boşa masraf işte.. cık cık cık. kendisine
>:-(
yaptım
BeğenBeğen
Babamız ve İro iş başına geçmişler, saatlerce çıkamadılar odadan anam bir bakarım ki 2 defteri kaplayamamışlar :))) Biri bi yerinden çekiştiriyor, diğeri bi yerinden :)) En sonunda müdahelemle sonuçlandı :) Benim de yöntemim aynı. Bizim kaplar şeffaflardan ve kayıyor, tutabilene aşk olsun. Çok istedi barbili marbili (gıcık oluyorum) ama almadım, şeffaf kapla ne kitabı olduğunu görür hiç olmasa, sınıfta diyecek öğretmeni matematik kitaplarınızı çıkarın bizimki on saat kitap aranacak hangisiydi diye en azından kabından tanır da aranmaz dakikalarca ;) Küçük deffterleri için de hazırlardan aldım ben de :P
BeğenBeğen
:)
Bir kuzenim vaktiyle : “barbi’yi icat eden yerinde yatmasın” diye beddua ettiydi. Tokadan çoraba, tepeden tırnağa Allah’ın çin malı ürünlerine sırf belli bir pembe tonunda ve üzerinde lisans ödetilen bir baskı var diye bir liralık mala beş lira fiyat koyuyorlar..
bir diğer konu da barbie’nin rezil bir rol model olması..
barbi bizim evde ciddi tabudur.
ha kitty cok mu iyi? besbeter.. ama o bir derece, cocuksu en azından.
logolu-tüketim çılgınlığı aşılayan ürünleri reddediyorum!
BeğenBeğen
benim de barbie bebeğim vardı küçükken:) şimdi onunla İdil oynuyor:)) çizgi filmler ciddi bir sektörü oluşturuyor. bizim evde bir dönem ben10 doluydu. o moda geçti bakugana batıp çıktık. Tuna’nın şimdi izlediği çizgi filmin ne oyuncağı var, ne başka bir şeyi. çok memnunum hayatımdan:))
BeğenBeğen
ayıptır sorması ne izliyor?
BeğenBeğen
kaptan tsubasa diye bir çizgi film. kore yapımı galiba. gerçi İdil sürekli tsbasanın oyuncakları olsa, alırdık diyor, ama yok:)))
BeğenBeğen
Manga <3
bir dahaki kitapçı seferinizde DeathNote'a bir göz atmanızı öneririm.
BeğenBeğen
ben geçen yıl şeffaf ama üstünde yine de minik çizgi film olan kaplardan almıştım. böylece hem baktığı an kitabın ne olduğunu görüyordu. hem de beğendiği karakter var diye seviniyordu:)
BeğenBeğen
hah, onlar ideal işte
BeğenBeğen
Geri bildirim: Sanatta gelinen son nokta | A Blog Daire 6